'Sessizliğe son verin artık'

61 gündür açlık grevinde olan oğlu ve diğer tutsakların eylemlerinde kararlı olduklarını söyleyen Hazal Yıldırım, sessizliğe son verilmesi gerektiğini belirterek duyarlılık çağrısı yaptı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemleri 1 Mart'tan itibaren tüm cezaevlerine yayıldı. Tutsaklar tarafından dün yapılan açıklamada, bugün itibari ile 15 tutsağın ölüm orucuna başlanacağı belirtildi. Açlık grevinde olan tutsaklardan biri de Mehmet Yıldırım. Oğlunun 10 yıldır Bafra T Tipi Cezaevi'nde tutuklu olduğunu söyleyen anne Hazal Yıldırım, "Oğlum hukuksuz bir şekilde 17 yaşında tutuklandı ve 16 yıl cezaya çarptırıldı. Oğlum tecridin sona ermesi için 61 gündür açlık grevinde. Hiç aklımdan çıkmıyor, gözüme uyku girmez oldu.

O orada ne kadar açsa ben de burada o kadar açım. 1 hafta önce oğlum bana telefon etti. Durumlarının iyi olmadığını söyledi. Oğlum 10 kilo zayıflamış ve sağlık durumu her gün daha da kötüleşiyor. 136 gündür açlık grevinde olan 6 arkadaşının durumlarının daha kötü olduğunu söyledi. Artık kimsenin hayatının kaybetmesini istemiyoruz. Bu yüzden tecrit biran önce sona ermeli" diye konuştu.

TEK İSTEĞİMİZ ONURLU BİR YAŞAM

Açlık grevi eylemlerine ilişkin sessizliğin artık sona ermesi gerektiğini vurgulayan anne Yıldırım devamla şunları belirtti: "Çocuklarımız her gün cezaevlerinde eriyorlar, ama eylemlerinde kararlılar. 'Eğer tabutla bile dışarı çıkarsak eylemimizi sonlandırmayacağız' diyorlar. Artık yeter! Çocuklarımızın durumu kritik aşamayı geçti. Herkes tutsakların etrafında çember olmalı. Rêber Apo'ya yönelik tecrit de bir an önce sona ermelidir. Çocuklarımız birer birer ölüme yaklaşıyor. Kimsenin sessiz kalmaması lazım. Hükümetin harekete geçmesi için herkes ayaklanmalı."

Çocuklarının direnişlerine sonuna kadar sahip çıkacaklarını kaydeden anne Yıldırım konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Biz anneyiz, yüreğimiz yanıyor. Hukuk, adalet ve barış dışında bir şey istemiyoruz. Artık bu topraklarda anaların gözyaşı akmasın. Artık cezaevlerinden tabut çıkmasın. Hükümet çocuklarımızı esir aldı artık onları göremeye de gidemiyoruz. Tecrit sadece İmralı'da değil, tüm Türkiye toplumuna tecrit uygulanıyor. İmralı'daki tecrit sona ererse, çocuklarımıza yönelik tecrit de kalkacaktır ve biz de onları görmeye gidebileceğiz. Tek isteğimiz huzurlu ve onurlu bir yaşam."