Soykırım planından vazgeçmiyorlar

AKP hükümetinin soykırım planından vazgeçmeyip güncelleyerek sürdürmek istediği anlaşılıyor.

PKK Merkez Komitesi’nin Ekim 2018’deki toplantısında kararlaştırılan ‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım ve Kürdistan’ı Özgürleştirelim’ direniş hamlesi kapsamında İmralı’daki tecridi kırmak amacıyla tarihsel direniş sürüyor. 14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişi’nin yarattığı zemin üzerinden gelişen 15 Ağustos Hamlesi, yeni bir milat olmuştu. Şimdi de gerillanın benzer bir çıkışla sürecin başını çekmesi kaçınılmaz görünüyor.

Kürt soykırımı için ulus devleti araç olarak kullanan, Şark Islahat Planı’nı uygulamaya sokan TC, şimdi bu soykırım planını günümüzde farklı araçlarla güncelleyerek gerçekleştirmek istiyor. Güncellenmiş haliyle ‘Çöktürme Planı’ adıyla devreye sokulmak istenen plan, artık bununla da sınırlı değil. 36 sayfalık yeni yazılmış bir plan olduğu söyleniyor ve bu durum herkesin bilgisi dahilinde değil. Planın amacı Türkiye-Suriye sınırında ve Türkiye-İran sınırı üzerinden Kürt soykırımını tamamlamak. Fiziki soykırımı başaramazlarsa Kürtleri göçertmeye zorlayacaklar. Efrîn’de yapılan etnik temizlik ve demografik değişim bununla bağlantılı. Efrîn, bunun bir örneği ve hem duvar örülmesi hem çetelerin yerleştirilmesi bu plan, kapsamında. Efrîn’le de sınırlı değil, bunu Kuzey Suriye’nin birçok kentinde gerçekleştirmek istiyorlar.

31 MART VE ÖZEL SAVAŞ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük komployla iktidara gelişinin yolu açılan AKP, 2002’den itibaren ‘ılımlı İslam’ söyleminin ardına sığınarak Kürtlerin oyunu almaya çalışıyordu. 7 Haziran 2015’te iktidarının bitebileceğini görünce Cumhurbaşkanı İttifakı’na sığındı. 2016 yılı boyunca uygulanmaya çalışılan ‘Çökertme Planı’nı tam uygulamakta zorlanınca MHP ile ittifakı sonuna kadar götürmeyi seçti. Bu durum da erimesini beraberinde getirdi ama 7 Haziran sonrası neredeyse baraj altı kalan MHP’yi güçlendirdi. 31 Mart yerel seçimleri, ikinci büyük darbe oldu. Kürdistan’da özel savaş planıyla 15 Ağustos atılımının gerçekleştiği iki merkezden biri olan Eruh, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın memleketi Halfeti, yurtseverliğin kalesi konumundaki Şırnak’ta, Kuzey Suriye’yi işgal planına paralel olarak sınır hattında yer alan şehirler ve Malazgirt gibi sembolik önemi olan yerler gasp edildi. Bu, 36 sayfayla güncellenmiş yeni soykırım planının gereğiydi.

DIŞARIDA MİSAK-I MİLLİ

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da güncellenen planın ‘dşarı’daki uzantısı ise Misak-ı Milli’nin güncellenmesidir. Bunun için Efrîn işgalini kalıcılaştırmak için duvar örüyor. Rejim ve müttefikleri sessiz duruyor. Türk Dışişleri Bakanı, Bağdat ziyaretinde dile getirdiği PKK’nin Irak’tan çıkarılması taleplerinin arkasında da Misak-ı Milli’nin güncellemesi yatıyor. Musul ve Kerkük’e kadar olan hatta, yani tüm Güney Kürdistan’da hak talep eden Türk devletinin önünde duran tek engel ise PKK. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Çavuşoğlu’nun Bağdat ziyaretine ilişkin “Kimse PKK üzerinden soykırım planları yapmasın. Bu bir devlet de olabilir, bir siyasi parti de...’’ demesi, bu plandan haberdar olduklarını gösterdiği gibi Irak ve KDP’ye de uyarıydı.

ÖLÜM ORUCU VE GERİLLA

‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan’ı Özgürleştirelim’ direniş hamlesi kapsamında süren açlık grevinin talebi, en yalın şekilde ortada duruyor. 15 tutsakla 30 Nisan itibariyle başlayan ölüm orucu da bu talep için nelerin göze alınabileceğinin göstergesi. Tutsaklar, ölüm orucuna başlarken 14 Temmuz Direnişi Ruhu’na atıfta bulundu. Bu koşullar altında gerilla güçlerinin baharla birlikte daha aktif şekilde devreye girmesi kaçınılmaz. 1980’de yönetime el koyan faşist cuntaya karşı Diyarbakır Zindanı’ndaki 14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişi’nin yarattığı zemin üzerinden gelişen 15 Ağustos Hamlesi, yeni bir milat olmuştu. Talepler bu kadar net ve irade bu kadar sağlamken gerillanın 15 Ağustos benzeri bir çıkışla sürecin başını çekmesi kaçınılmaz görünüyor.