Sürgündeki HDP’lilerden Almanya’ya acil çağrı

Sürgündeki HDP’li seçilmişler, Leyla Güven öncülüğündeki açlık grevlerine ilişkin Alman Parlamentosu ve hükümetine acil çağrıda bulundu.

HDP Avrupa Temsilciliği adına yapılana acil çağrıda, Alman Parlamentosu’ndan bu konuyu gündemlerine alması istenirken hükümetten de Türkiye üzerinde siyasi ve diplomatik etkilerini kullanması talep edildi. 17 milletvekili ve belediye eş başkanının imzasını taşıyan çağrıda, Leyla Güven’in açlık grevinin kritik bir aşamada olduğuna dikkat çekilirken, Alman kamuoyu ve medyasından da sessizliği kırmaları istendi.

Türkiye’deki mevcut siyasi durum hakkındaki endişelerini de paylaşan HDP’li sürgündeki siyasetçiler, kanlı çıkmazdan çıkışın yolu olarak Öcalan üzerindeki tecridin kırılmasını gösterdiler.

OLAĞANÜSTÜ DÜZEYDEKİ ENDİŞELER

Acil çağrı şöyle:

“Bizler Almanya'ya sığınmak zorunda kalan HDP'li sürgünde siyasetçiler olarak , Türkiye'deki siyasi durum hakkında olağanüstü düzeydeki endişelerimizi paylaşmak istiyoruz. Türkiye, kuruluş tarihinden bu yana demokratik muhalefet, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve temel insan hakları açısından en karanlık evresini yaşamaktadır. Diktatöryel ve faşist politikalar her geçen gün daha da derinleşmektedir. Türkiye'deki siyaset alanı korkunç bir baskıya maruz kalmaktadır. Sayısız aktivist, belediye başkanı, seçilmiş temsilci, gazeteci, akademisyen, ve memur gibi her meslekten insanlar tutuklanmaya devam etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen, Selahattin Demirtaş cezaevinde rehin tutulması sürdürülmektedir. Ve 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlerden önce, Türk hükümeti, ülkedeki her türlü barışçıl birlikteliği tehlikeye sokan aşırı milliyetçi ve hamaset politikalarını yeniden canlandırmaktadır.

KANLI ÇIKMAZDAN ÇIKIŞIN YOLU

Örneğin, AKP Hükümeti şu anda Suriye'deki Kürt halkının demokratik öz yönetimini ortadan kaldırmak için her an bir askeri işgal saldırısı başlatmakla tehdit etmektedir. Sonuçlar, hiç kuşkusuz 2018 yılının Ocak ayının sonlarına doğru Türkiye'nin Kuzey Suriye'nin Afrin bölgesine yasadışı işgalinde olduğu gibi benzer şekilde soykırımcı olacaktır. Orada, sözde cihatçı çeteler korkunç tahribatlara yol açtıkları gibi günbegün insanlığa karşı suçlar işlemektedirler. Kuzey Suriye’de Türk ordusunun başka bir işgal saldırısı yapması durumunda, Afrin’den çok daha korkunç resimlerin ortaya çıkması işten bile değildir. Ve yine, böyle bir Türk işgali durumunda Alman menşeli silahların da kullanılacağı aşikardır!

Bu kadar sıcak bir siyasi atmosferde, Kürt bölgesindeki en büyük sivil toplum kuruluşunun eş başkanı, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Hakkari ilinden HDP milletvekili Leyla Güven (55) açlık grevine karar vermiştir. 69 uncu gününe ulaşan açlık grevinin tek ve biricik talebi, bu kanlı çıkmazın yeni bir barış sürecine dönüşme ihtimaline ve olasılığına dayanarak, Sayın Abdullah Öcalan'a karşı uygulanan mutlak tecriDin kaldırılmasıdır. Ayrıca milletvekili Leyla Güven, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez olarak parlamento üyeliğine seçilmesine rağmen görevini yerine getirmek üzere hala daha hapishaneden serbest bırakılmayan tek temsilcisidir.

ÖCALAN’A TECRİT

Kürt toplumunun en önemli temsilcisi Sayın Abdullah Öcalan, 1999 yılından bu yana Marmara Denizi'ndeki İmralı adasındaki azami güvenlik seviyesindeki hapishanede tutulmaktadır. 27 Temmuz 2011'den bu yana, Türk devleti avukatlarının ve ailesinin kendisine erişmelerine engel olmaktadır. Yalnızca kardeşinin Nisan 2015'ten beri sadece yarım saatliğine 11 Eylül 2016 ve son olarak 12 Ocak 2019 tarihinde ziyaret edilmesine izin verildi.

Sayın Öcalan, Kürt sorununun siyasi çözümü ve dolayısıyla Türkiye'nin demokratikleşmesinde en önemli muhattap olmaya devam etmektedir. Zaten 2012 yılında, Türkiye'de yaklaşık 10.000 siyasi mahkum Öcalan'ın tecrit koşullarına son verilmesi için açlık grevine başlamıştı. Türkiye cezaevlerinden gelen bu toplu direniş, Hükümetin ilk kez Öcalan'a dönük bu tecriti sonlandırmaya ve daha sonra 2013-2015 yılları arasında kendisiyle barış görüşmeleri yapmasının yolunu açmıştı. Öcalan, sonuna kadar barış seçeneğinde ısrar etse de, ancak nihayet, Erdoğan kişisel olarak barış sürecini tek taraflı olarak sona erdirdi!

Başarısız darbe girişiminden bu yana Bursa Mahkemesi, Sayın Öcalan'ı temel haklarından mahrum bırakmak için ilan edilen olağanüstü hal durumunu kullanmaktadır. Örneğin, mektuplar, fakslar veya telefon görüşmeleri gibi tüm iletişim araçları süresiz ve her zaman yasaktır. Darbe girişimi ile ilgili olarak çıkarılan kararnameler, devlete yasa dışı tedbirleri uygulama imkanı yarattı. Fakat esas olarak , İmralı'da yirmi yıldan beri evrensel ve ulusal yasaların tamamen aksine olan bir uygulama yapılmaktadır.

TECRİT DERHAL SON BULMALI

Sözkonusu tecrit uygulamaları, Avrupa Konseyi ile bağlantılı olan İşkence ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Ceza (CPT) Önleme Komitesi'ne düzenli olarak sunulmuştur. Ancak şimdiye kadar, CPT bu durumda harekete geçmeyi ve İmralı cezaevini düzenli aralıklarla ziyaret etmeyi kabul etmemiştir. Bugün itibariyle 30. güne ulaşan, Urfa ilinden bir önceki dönem HDP milletvekili olan Dilek Öcalan'ın da dahil olduğu 15 tanınmış Kürt aktivisti, Strazburg’da Avrupa Konseyi ve CPT'nin acil olarak harekete geçmesini sağlamak için açlık grevi eylemini sürdürmektedirler. Onların da biricik iddiası İmralı'daki tecridin derhal sonlandırılmasıdır.

Türk hükümeti ile Öcalan arasında , HDP'li siyasetçilerin aracılığıyla Nisan 2015'e kadar gerçekleştirilen barış görüşmeleri Temmuz 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sona erdirildi ,ve yerine bugüne kadar devam eden kanlı savaş süreci geldi. Böylece diyalog, politik tartışma, çoğulculuk ve temel insan haklarının tümü ortadan kaldırıldı.

TECRİT TÜM TOPLUMA UYGULANIYOR

Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı, HDP Milletvekili ve eski belediye başkanı olan Leyla Güven, 22 Ocak 2018'de Türk ordusunun Afrîn bölgesine karşı işgal harekatını eleştiren açıklamalar yaptığı için tutuklandı. 7 Kasım 2018’de Diyarbakır’daki mahkemede yapılan bir duruşmasında, “Bugün Öcalan’a karşı tecrit politikası sadece kendisine değil, tüm topluma ve insanlığa karşı uygulanıyor. Tecrit insanlığa karşı bir suçtur. Sayın Öcalan’a karşı uygulanan tecrit politikasını protesto etmek için süresiz bir şekilde açlık grevine başlayacağım, bundan sonra da mahkemede kendimi savunmayacağım. Yargı organları, yasadışı kararlarını sona erdirinceye ve bu tecridi bitirinceye kadar grevime devam edeceğim. Bu grev, ölümle sonuçlansa da sonuna kadar sürdüreceğim” dedi.

LEYLA GÜVEN’İN DURUMU

Leyla Güven şu an itibariyle bu korkunç sonuca yaklaşmıştır. Kan basıncı dalgalanmalarına, mide bulantısına ve baş ağrısına ek olarak, şimdi mide kramplarından ve ışık ile hacim etkilerine karşı yüksek derecede hassaslaşmış bulunmaktadır . Bu olağanüstü kötü sağlık durumundan dolayı hücresinden hareket edemez duruma gelmiştir.

Aynı zamanda, "Leyla Güven'in talebi bizim talebimizdir" sloganıyla, süresiz açlık grevleri Türkiye cezaevlerinde ve yurtdışında yayılmaya devam etmektedir. Türk cezaevlerinde en az 189 siyasi tutuklu şu anda açlık grevi yapmaktadır. Dün aldığımız habere göre, iki hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan önceki dönem milletvekilleri ve en çok tanınmış kadın siyasetçiler olan Selma Irmak ve Sebahat Tuncel arkadaşlarımız da, bugün, 14 Ocak itibariyle süresiz açlık grevine başlamış durumdadırlar.

TÜRKİYE-KÜRDİSTAN İLİŞKİLERİ GERİ DÖNÜLMEYECEK BİR ŞEKİLDE ETKİLENEBİLİR

DTK’nın eşbaşkanı Leyla Güven’in, tıpkı seçilmiş milletvekili olan Bobby Sands’in açlık grevinde hayatını kaybetmesinin İrlanda ve Birleşik Krallık ilişkileri bağlamında yaptığı geri sardırılamayan etkisindeki gibi, Türkiye ve Kürdistan ilişkilerini de etkileyebileceği gerçeğine dikkatinizi çekmek istiyoruz. Demokratik siyasete duyulan umut ve güven, bu durumda korkunç bir darbe alacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesi, uluslararası anlaşmaların Türk yasalarına göre önceliğe sahip olduğunu belirtmektedir. Ve izolasyon, bu uluslararası sözleşmelerin herhangi bir maddesiyle uyumlu değildir.

PARLAMAMENTO GÜNDEMİNE ALMALI

Bu anlamda, HDP’nin sürgündeki siyasetçileri olarak, Almanya Federal Parlamentosu'nda temsil edilen AfD hariç tüm siyasi partilere çağrımız ve onlardan talebimiz:

-Acil olarak Türk cezaevlerindeki açlık grevlerine ve açlık grevcilerinin taleplerini gündeme taşımaları;

-Hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan HDP milletvekili Leyla Güven'in kritik sağlık durumuna karşı harekete geçmeleri, ve Türk hükümetine baskı yapmak için kamuya açık ifadeler kullanmaları;

- Açlık grevcileriyle dayanışma göstermek için Türkiye'ye insan hakları delegasyonları göndermek ve açlık grevindeki mahkumları ziyaret etmek için talepte bulunmalarıdır.

HÜKÜMET ETKİSİNİ KULLANMALI

Ayrıca,

-Almanya Federal Hükümeti ve Almanya Dışişleri Bakanlığı'nı, en önemli müttefikleri olan Türk hükümetinin bu diktatöryal politikasına son vermek için siyasi ve diplomatik etkilerini kullanmaya çağırıyoruz. Bu talebimiz , Sayın Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarına son verilmesinin yanı sıra onunla tekrar barış görüşmelerinin başlatılmasını teşvik etmeyi de içermektedir.

KAMUOYU VE MEDYA SESSİZLİĞİ BOZMALI

Son olarak,

-Acil olarak açlık grevleri konusunu ve Kürt sorununa barışçıl bir çözümü gündemleştirmek için, Alman halkına ve Alman medyasına çağrıda bulunuyoruz. Çünkü sessizliğin ve ilgisizliğin korkunç insanlık suçlarına yol açabileceğini biliyoruz!

İmzacılar:

Ahmet Yıldırım, 2015 - 2018 Milletvekili

Besime Konca, 2015 - 2018 Milletvekili

Burhan Kocaman, 2014 - 2019, Karakoçan Eş- Belediye Başkanı (kayyum atandı)

Faysal Sarıyıldız, 2011 - 2018 Milletvekili

Dilek Öcalan, 2015 - 2018 Milletvekili

Hatip Dicle, Milletvekili ve eski DTK Eş Başkanı

Hasip Kaplan, 2007 - 2015 Milletvekili

Hasan Basri Fırat, 2014 - 2019 Hınıs Eş-Belediye Başkanı (kayyum atandı)

Hüseyin Güneş, 2014 - 2019 Varto Eş-Belediye Başkanı (kayyum atandı)

Leyla Birlik, 2015 - 2018 Milletvekili

Leyla İmret, 2014-2019 Cizre Eş-Belediye Başkanı (kayyum atandı)

Lezgin Botan, 2011 - 2018 Milletvekili

Nursel Aydoğan, 2011 - 2018 Milletvekili

Orhan Şansal, 2014 - 2019 Suruç Eş-Belediye Başkanı

Sibel Yiğitalp, 2015 - 2018 Milletvekili

Tuba Hezer, 2015 - 2018 Milletvekili

Ziya Pir, 2015 - 2018 Milletvekili