Fiskaya, 90’lardan itibaren zor göç ettirilenlere kucak açan, kentin en önemli kültürel kodlarını barındıran bir yerdir. Yoksulların bazalt yamaçlarına tutunmaya çalıştığı Fiskaya, Hewsel Bahçeleri’ne bakan terastır. Bunu için de Fiskaya, devletin ‘kentsel dönüşüm’ saldırılarıyla da karşı karşıyadır. ‘Kamu yararı’, ‘zorla kamulaştırma’ ve nihayet ‘riskli alan’ denilerek yıkım tehdidi altındadır.

ANF’ye konuşan ekolojist Güner Yanlıç, inşaat ve turizm sektörünün ortaklaşmasıyla birlikte Amed’in rantabl alanlarının hedef alındığını söyledi. Sermaye gruplarının işaretiyle hükümetin mevcudu yıkarak hem inşaat sektörünü hem de turizm sektörünü doyurabilmek için saldırdığını belirten Yanlıç, Fiskaya’nın da bundan nasibini aldığını kaydetti.

RANTÇI SERMAYENİN GÖZÜNÜ KAMAŞTIRIYOR

Dicle ve Ferit Köşk gibi tarihi alanların çatışmalı sürecin bahane edilerek ‘riskli alan’ tanımlamasıyla ranta açıldığına dikkat çeken Yanlıç, konum olarak Hewsel Bahçeleri’ne yakın olmasının hedefi belirlediğini dile getirdi. Rant çalışmasının, Hilton Oteli’nin Fiskaya tepesine kurulmasıyla başladığını hatırlatan Yanlıç, “Hilton Oteli’nin Fiskaya tepesine kurulması, kentsel dönüşüm politikalarının bugünlere dek sürdürüleceğinin habercisiydi. Şahsına münhasır Fiskaya, aynı zamanda tarihi ve doğal güzelliğiyle bilinen Hewsel Bahçeleri’nin komşusu, seyir terası konumunda, Bu da rantçı sermaye için göz kamaştırıcı” diye konuştu.

ON BİNLERİ YAŞAM ALANLARINDAN KOPARIYOR

Fiskaya’nın, kültürel tarihini en iyi koruyan yaşam alanlarından olduğunu belirten Yanlıç, ‘kentsel dönüşüm’ün yaratacağı tahribata dikkat çekti. Yanlıç, “Fiskaya üç kuşağın bir arada yaşadığı bir kültürel zenginliktir. Hükümet, on binlerce insanı, hukuksuzluk ve zor aygıtlarıyla yaşam alanlarından koparmayı hedefliyor. Olası bir yıkıma karşı kendi haklarını savunacaklarına, konut ve yaşam hakları için mücadelelerini sürdüreceklerine inanıyorum” dedi.