‘Yeniden doğuşun içinden doğum’

Kadın Özgürlük Hareketi, özgür Kürt kimliğini yaratma mücadelesinden doğdu. Yeniden doğuşun içinde yeniden doğuş oldu. 27 Kasım, özgür kadın kimliği açısından da bir milat.

Her özgürlük çıkışı, tarihi toplumsal bir ihtiyacın ürünü olarak gelişir. Bu çıkış salt ideolojik boyutuyla değil, örgütsel, eylemsel, felsefi, ahlaki yanlarıyla da toplumun yüreğine, beynine, yaşam ihtiyaçlarına kendi izini bırakmışsa görkemli bir yürüyüş olarak kendi yolunu bulmuş demektir. 27 Kasım 1978’le resmi başlangıç yapan PKK de bu özgürlük diyalektiğine bağlı olarak 40 yıldır görkemli yürüyüşüne devam ediyor.

Kürt sorunu gibi tüm sorunların girift bir hal aldığı, hemen tüm egemen güçlerin işin içinde olduğu, eşi benzeri görülmemiş bir yok sayılma politikasının yürürlükte olduğu bir soruna el atmak, büyük bir cesaret işiydi. Öcalan, bu soruna el atmanın, çözmenin büyük cesaretini ortaya koyarak, önce küçük bir grup örgütlemesini sonra dalga dalga yükselen halk örgütlemesini geliştirdi. Daha küçük bir grupken devletin saldırılarından tutalım ilkel milliyetçi, şoven kesimlerin saldırılarına kadar geniş bir yelpazenin hedefi haline geldi. Buna, yıllarca inkar ve imha politikası doğrultusunda gördüğü zulüm ve baskıdan kaynaklı 'olmaz' mantığını da eklemek gerekiyor. Kürdistan’da özgürleşmeye cesaret etmek demek, tüm bunları içine alan geniş bir yelpazeyi karşına almak demektir.

İLK ŞEHİTLER VERİLDİ

Daha grup aşamasındayken ilk şehitler, şoven ve ilkel milliyetçiliğin saldırıları karşısında verildi. Dersim’de Aydın Gül, Antep’te Haki Karer, bu kesimlerin saldırıları sonucunda şehit düştüler. Devlet gelişen Kürt devrimciliğine direkt yönelmiyordu, bu kesimlerin boğucu karakterine ve halkın başlangıçtaki kimliksizliğine güveniyordu. Yeni yeni gelişim göstermeye başlayan Kürdistanlı devrimcilerin bu gerçeklik karşısında yaşayamayacağından emindi. Lakin evdeki hesap çarşıya uymadı.

YANLIŞ HESAP YAPILDI

Yanlış hesap; Öcalan’ın zihniyet ve hareket yapısının özgür, bağımsız ve inatçı karakteriydi. O’nun örgütleme gücü ve geliştirdiği güçlü yoldaşlık, arkadaşlık bağıydı. Devlet, bazı yönelimlerle bu gelişmeyi durdurabileceğini sandı. Ancak tüm denemelere rağmen durduramadı. Haki Karer’in şehadeti, sanılanın tersine, özgürlük yürüyüşünde kararlaşmanın, ortaya çıkan düşünce ve kısmi örgüt gücünün bir partileşmeye dönüşmesinin gerekçesi oldu. Haki Karer’e bağlılık, özgür insana, halkların kardeşliğine, kutsal yoldaşlığa, arkadaşlığa bağlılık olarak 27 Kasım partileşme kararlılığı oldu. Kürdistan’da partileşmenin tarihsel gerekçeleri, güncel gerekçelerle bütünleşerek bir milat yarattı.

BU ÖZÜN İÇİNDE ŞEKİLLENDİ

Başlangıçtaki özü görebilmek çok önemli. Kadın Özgürlük Hareketi’nin bu özün içinden şekillenmesini, yeniden doğuş içinde yeniden doğuşu ancak böyle anlayabiliriz. Her gelişim gösteren olgu, sonradan eklenen dışsal etkenlerden de etkilenir, ancak esas olarak özündeki karakterin etkisindedir. PKK’nin ilk grup aşamasında da 27 Kasım kararlaşmasında da egemenliğe karşı özgürlüğe cesaret, ideolojik mücadele ve bunun örgütlülüğünü yaratma inadı yoğundur. Başka türlü de mücadelenin başarıya gitmesi mümkün olamazdı zaten.

ÖZGÜRLÜĞE SUSAMIŞLARIN ÖRGÜTÜ

Mücadelenin gelişim seyri, bir tohumun serpilip gelişmesi gibi bu özgürlük tohumunu besledi, büyüttü ve dallandırdı. Özgürlüğe susamışların örgütü haline geldi ve tabii ki en çok özgürlüğe ihtiyacı olan kadınlar da bu partileşmedeki yerlerini her geçen gün artarak almaya başladı. Bu yer alış, önceleri ağırlıkta özgür Kürt kimliği ve genel mücadele ekseninde gelişti. O dönemdeki kadın katılımlarını, tümden genel bir katılım, cins çelişkisinden ve mücadelesinden tümden bağımsız bir katılım olarak değerlendiremeyiz. Bu yönlü çok ideolojik bir bilinç noktasına gelmemiş, ancak arayışları olan bir kadın katılım gerçekliği söz konusudur.

PARTİLEŞMEYE KADIN KATILIMI

Öcalan’ın yaklaşımlarında da bu görülmektedir. Bir yandan Fatma şahsında kadın gericiliğine karşı büyük bir mücadele verirken, bir yandan da kadın özgürlüğünü geliştirmenin büyük emeğini geliştirdi. Partileşmede kadına mutlaka yer verme, ordulaşma adımında kabul etmeyen geri yaklaşımlara rağmen kadını mutlaka katma yaklaşımı çok belirgindir. Kadınlar, hareketi tanıdıkça akın akın dağlara gelmeye başladılar. En zorlu koşullarda yaşayıp en kahramanca şehadetlere ulaşmayı geleneksel yaşamlara tercih ettiler.

27 Kasım kararlaşması ve bu kararın içinde barındırdığı özgür ruh, kutsal yoldaşlık, arkadaşlık, mücadele ısrar ve inadı, kendisini yaşamsallaştırıyordu. Ve Kürt halkı gibi Kürt kadınları da bu özgürlük kokusunu duyumsuyorlardı. Bu, aynı zamanda tarihi cins çelişkisinin ve kadın sorununun kendini çözüme yatırma yaklaşımıydı.

KADIN ORDULAŞMASI VE PARTİLEŞMESİ

Sonuçta PKK toplumsal özgürlük kadar birey özgürlüğünü esas alan bir partidir. Başlangıçta genel yanları daha ön plandayken, mücadele gelişmeye başladıkça Öcalan, genel çözümlemelerle birlikte birey çözümlemelerini de geliştirmeye başladı. 3. Kongre ile birlikte bu bir esas yöntem haline geldi PKK’de. Bu yöntem de kendi gelişim evrelerinde, bireylerin ulusal, toplumsal, yöresel gerçekliğinden cins gerçekliğine kadar bir çözümleme içeriğine kavuştu. Kadının parti ve ordu içinde varlığı, yürüttüğü mücadele de giderek cins bilincine, cins örgütlülüğüne, kadın ordulaşması ve partileşmesine dönüşmeye başladı.

PKK’NİN YARATTIĞI FARK

Kürt tarihinde gelişen isyanlarda kadınların direnişi olmuştur. Yine dünya genelinde kadınların çeşitli biçimlerde bazı cins örgütlülükleri gelişmiştir. Fakat PKK içinde gelişen biçim, hem nicel yoğunluğu, hem ideolojik, askeri, zihniyetsel olarak fiili bir örgütlülüğü geliştirmesi bakımından ve hem de genel örgütlülükle birlikte özgün örgütlülük diyalektiğini yakalama, çelişki ve buluşma boyutlarını sentezleme bakımından farklılıklar arz eder. Bu dünya kadın özgürlük mücadelesi açısından da çok büyük bir kazanımdır.

Bu kazanımda başta Öcalan’ın tarzı olmak üzere, kadın ve erkek yoldaşlarımızın şehadetleri ile her güne halka halka eklenen mücadele mirası, en anlamlı yoldaşlık, arkadaşlık bağlılığı, ısrarı çok önemli bir rol oynar. Her biri PKK’nin ve bugün kadın hareketi açısından PAJK’ın, KJK’nin, YJA Star’ın temel karakterini örmüştür. Bugünlere bin bir zorluk karşısında verilen emek ve dökülen kanla gelinmiştir.

KADIN AÇISINDAN PKK

Kadın açısından 27 Kasım ve PKK, özgürlüğün solunduğu bir yaşamın kapısını açmıştır. Kendi kimliği, varlığı ve mücadelesi ile onur duyduğu bir yaşamdır bu. Dün böyleydi, bugün de böyledir. Kendi içinde dönüşüm yaşayan PKK, bugün özgürlük mücadelesini egemen zihniyetten kopuşlarını daha köklü gerçekleştirerek vermeye devam ediyor. Geçmişin doğru ve kalıcı öğelerini bir miras olarak bugün de yaşamsallaştırmaya çalışırken, egemen zihniyetin yansıması olan veya 20. yüzyılın konjonktürüne dayalı ama bugüne hitap etmeyen yanlarını ise aşmaya çalışmaktadır. Bu yaklaşım, Ortadoğu halklar mücadelesine damgasını vurmuş PKK’yi, daha da güçlendirmekte; kadın özgürlük mücadelesinin gelişimini de olumlu etkilemektedir.

27 Kasım ruhunun özgür, bağımsız ve mücadelede ısrarcı karakteri, bugüne gelen kazanımları doğurdu. Bu ruhla sürecin görevlerine, tarihi sorumluluklarına sahip çıkıldığında eşit ve özgür yaşamın güzel sesi duyulmaya başlanacaktır.