3 aşamalı plan: Kürtsüzleştirme, Arapsızlaştırma ve Türkleştirme

Türk devleti Kuzey Doğu Suriye'de "Önce Kürtsüzleştir, sonra Arapsızlaştır ve sonunda ise Türkleştir" politikasını sürdürüyor. Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "Ben Türk'üm, Türkmen'im diyen herkese Türk vatandaşlığı verilecek" sözleri bunun itirafı.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lübnan'a ziyaretinde dile getirdiği "Ben Türk'üm, Türkmen'im diyen herkese Türk vatandaşlığı verilecek" sözleri, Türk devletinin Ortadoğu'da amaç edindiği temel siyasetin itirafı niteliğinde.

Ancak Türk devletinin "Müslüman kardeşliği" üzerinden başlattığı ve sonu "Türkleştirmeye" çıkan politikasının şu anda pratik olarak hayata geçirildiği alanların başında Suriye geliyor.

Türk devleti Kuzey Suriye'de işgal altında tuttuğu İdlib, Efrîn, Ezaz, Cerablûs, Bab, Girê Spî ve Serêkaniyê'de Türkleştirme faaliyetlerini sistematik bir şekilde devam ettiriyor

TÜRKLEŞTİRME ADIMLARI

İşgal ettiği bu bölgelerde yer isimlerini Türkçeleştiren, posta teşkilatı kuran, kaymakam ve idari personel atayan, Türk lirasını zorunlu kılan, kendi üniversitelerine bağlı fakülteler açan Türk devleti bölgeyi adım adım Türkleştiriyor.

Türk devleti bütün bu adımları da kendisine bağlı ve "Türkmen"lerden oluşturulduğu iddia edilen Sultan Murad, Sultan Süleyman Şah, Sultan Mehmed Fatih, Muntasır Billallah ve Semerkant gibi gruplar eliyle yürütüyor.

MİT VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ PLANI

Türk devletinin Suriye'nin kuzeyinde "Türkmen kuşağı" adı altında bir bölgeyi ilhak etme amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için yürüttüğü çalışmalar yeni değil.

MİT ve İçişleri Bakanlığı 2018'den beri böyle bir plan üzerinde çalışıyor. Planın birinci ayağında Suriye'nin farklı bölgelerinden Türkiye'ye göç etmiş kişiler, ikinci ayağında ise Türki cumhuriyetlerden Türkiye'ye göç etmiş kişiler var.

Türk İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Türk istihbaratı başlattıkları ortak çalışma ile Suriye'nin farklı bölgelerinden Türkiye'ye göç etmiş olan birçok kişiyi Kuzey Suriye'ye yerleştirmek için hazırlık yapmıştı.

HEDEFTE ROJAVA'NIN KÜRTSÜZLEŞTİRİLMESİ VAR

Bu kapsamda Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmayla Suriye'nin farklı yerlerinden gelen birçok mültecinin ikamet yerleri Kuzey Suriye kentleri olarak gösterilmişti.

MİT ve Göç İdaresi’nin ortak faaliyetiyle, Geçici Koruma Kimlik Belgeleri verilen Türkiye'deki Suriyelilerden birçoğunun kimlik bilgilerinde ikamet yerleri olarak Kuzey Doğu Suriye kentleri yazılmıştı.

Bu kapsamda Türkiye'deki Geçici Barınma Merkezi'nde (mülteci kampı) kalan birçok Suriyelinin ikamet yerleri Dêrik, Qamişlo, Dirbesiyê, Amûdê, Serêkaniyê, Til Hemîs, Til Temir, Girê Spî ve Kobanê olarak kayda geçirilmişti.

TÜRKİ CUMHURİYETLERDEN SEVKIYAT

Planın ikinci ayağında ise Türki cumhuriyetlerden getirilen kişilerin Kuzey Suriye'de işgal edilen bölgelere yerleştirilmesi yer alıyor. Plan kapsamında MİT ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Özbekistan, Türkmenistan, Türkistan, Tacikistan, Uygurlardan gibi Kafkasya ve Orta Asya'dan getirilen kişiyi bu bölgelere yerleştiriyor.

HEDEF ÖNCE KÜRTSÜZLEŞTİRMEK SONRA ARAPSIZLAŞTIRMAK

Türk devleti şimdi ise Kuzey Suriye'de yaptığı bu demografik değişimin meyvesini toplamaya çalışıyor. Çavuşoğlu, Lübnan ziyaretinde "Ben Türk'üm, ben Türkmen'im diyen soydaşlarımızı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vereceğiz. Bu, Cumhurbaşkanımızın bizlere talimatıdır" sözleriyle bunu itiraf etti.

Türk devleti, Kuzey Doğu Suriye'yi hem Kürtsüzleştirmek, hem de Arapsızlaştırmak ve nihayetinde İskenderun Livası (Hatay) gibi bölgeyi uluslararası camiaya taşıyarak işgal etmek için demografik değişim oyununu sürdürüyor.

IRAK'TA DA BENZER BİR POLİTİKA UYGULADILAR

Türk devleti, bugün Suriye'de uyguladığı boyutta olmasa da benzer bir politikayı 2003 yılında ABD'nin Irak'a müdahalesi sonrası Kerkük ve Musul başta olmak üzere Güney Kürdistan ve Irak'ta da uygulamıştı.

O dönem kendisini "Türkmen" olarak kaydettiren kişilere paralar verilmişti. O dönem hazırlanan raporlarda "Baas rejimi Türkmen kimliğini tanımadığı için Türkmenlerin bir kısmının iş bulabilmek ve mesleğinde yükselebilmek gibi çeşitli sebeplerle ‘Araplaştığı’ ya da ‘Kürtleştiği’ tahmin edilmektedir. Genel Türkmen nüfus içerisinde sayıları tam olarak tahmin edilemeyen bu kesimin, yeni dönemde eski kimliklerine geri döndürülmesi" olarak ifade edilen yaklaşımla birçok Kürt ve Arap ekonomik nedenlerle kendilerini "Türkmen" olarak kütüklere kaydettirmişti.

ERDOĞAN 'ÇIKMAYACAĞIZ' DEMİŞTİ

Söz konusu politika bugün silah zoruyla Kuzey Doğu Suriye'de hayata geçirilmeye çalışıyor. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'den çıkmayacaklarını şu sözlerle dile getirmişti: "Bizim Adana Mutabakatı gibi bir belgemiz var. Adana Mutabakatı’nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz."

İlgili haberler: