İsveçli bakan: Türkiye Efrîn'e saldırıları durdurmalı

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Birleşmiş Milletler’in 30 gün süre Suriye için aldığı ateşkes kararının Efrîn için de geçerli olduğunu ve Tükiye'nin karara uyarak saldırıları sonlandırması gerektiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı 2401 sayılı karara Türk devletinin uymayarak Efrîn'e saldırmaya ve sivilleri katletmeye devam etmesi bazı milletvekillerinin tepkilerine yol açmış ve konuyu parlamentonun gündemine getirerek Türkiye'nin ateşkes kararına uyması için İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün girişimde bulunmasını istemişlerdi.

Milletvekillerin de bazıları da Türk devletinin sivil halka yönelik kullandığı kimyasal silahları gündeme getirmişti.

Dün milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Margot Wallström, Türkiye'nin Efrîn'e yönelik saldırıların Suriye'deki çatışmaların artmasına yol açtığı ve zaten çok kötü durumda olan insancıl durumu daha da kötüleştirdiği ve soruna siyasi bir çözüm bulunmasını zorlaştırdığını değerlendirmesinde bulunarak şunları kaydetti.

ATEŞKES KARARI EFRÎN'İ DE KAPSIYOR

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2401 nolu ateşkes kararı tüm Suriye'de insancıl ve ilaç yardımlarına olanaklı hale getiriyor. Ateşkes Efrîn'de de dahil tüm Suriye'yi kapsıyor. Bu nedenle Türkiye Birleşmiş Milletler'in kararını yerine getirmeli. İsveç, bunu Birleşmiş Milletler ve Türkiye'ye ikili ilişkilerde doğrudan bildirdi” diyen Wallström, alınan ateşkes kararının uygulanması için İsveç'in girişimlerini sürdüreceğini de sözlerine ekledi.

Wallström, İsveç ve Kuveyt'in girişimleriyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin önümüzdeki hafta ateşkesin sonuçlarının ele alacağı ve tartışılacağı bir toplantı düzenleneceğini söyledi.

KİMYASAL SİLAH KULLANILDIĞI İDDALARI ARAŞTIRILMALI

Türkiye'nin Efrîn'de sivillere yönelik kimyasal silah kullandığı iddialarını son derece ciddi gördüklerini söyleyen Wallström, iddiaların kimyasal silahların yasaklanmasını denetleyen OPCW tarafında incelenmesi gerektiğini belirtti.

Wallström, İsveç'in konuyu kesintisiz olarak Birleşmiş ve Avrupa Birliği'nin gündeminde tutacaklarını, bölgede şiddetin azaltılmasının uluslararası hukuka saygı gösterilmesini sivillerin korunması ve kendilerine insani yardım ulaştırılmasını gündeme getirmeye devam edeceklerine vurgu yaptı.

TÜRKİYE'NİN INTERPOL’Ü İSTİSMARI ENGELLENMELİ

Sol Parti Milletvekili Amnineh Kakabaveh PYD eski Eşbakanı Salih Müslüm'ün gözaltına alınmasını çıkış noktası yaparak Türk devletinin Interpol'ü siyasi nedenlerle kullanmasının önüne geçilmesi için İsveç'in ne yapmayı düşündüğü sorusunu sormuştu.

İsveç'in pek çok kez Türkiye'nin Interpol'ü yanlış bir şekilde kullanmasını, kırmızı bültenler yayınlamasını Avrupa Birliği, Interpol ve Türk yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde gündeme getirdiklerini hatırlanan Wallström, “Eylül 2017'de Alman meslekdaşım Sigmar Gabriel ile birlikte sorunun Avrupa Birliği'nde en üst düzeyde tartışılması için AB'nin Dış İlişkiler sorumlusu Federica Mogherini'ye mektup yolladık” dedi.

WALLSTRÖM: INTERPOL POLİTİK AMAÇLARLA KULLANILAMAZ

Interpol’ün kriminaliteye ve ağır suçlara karşı mücadele etme görevini yürüttüğünü ve politik amaçlarla kullanılmayacağının tüzüğünde belirtildiğine dikkat çeken Wallström, “Eğer kırmızı bültenler yanlış kullanıyorsa bu tüm sistemin güvenirliğinin tartışılmasına neden olur. Interpol'un her üyesinin bu tür şeylerin olmaması için bir sorumluluğu var” dedi.

Dün de hükümetteki Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Milletvekili Jamal El-Haj, yazılı bir soru önergesiyle Doğu Guta ve Efrî'n'de sivil halka yönelik gerçekleşen saldırıları gündeme getirdi.

Wallström, El-Haj'ın sorularına en geç 17 Mart tarihine kadar yanıt verecek.

EFRÎN'DE SOYKIRIM UYARISI

Geçtiğimiz günlerde Efrîn'e giderek Türk devleti ve ÖSO çetelerin vahşet ve katliamlarını yerinde inceleyen Çevre Partisi Milletvekili Jamar Amin'e parlamentodaki tartışmalarda Wallström'ün tutumunu nasıl değerlendirdiği sorusunu yönelttik.

Amin, her şeyden önce İsveç hükümetinin Türk devletinin saldırılarını Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nde kınaması ve ardından saldırıların fiilen durdurulması için Birleşmiş Milletler'i harekete geçirmesi gerektiğini söyledi

Efrîn'in dört taraftan Türk ordusu ve DAİŞ artığı çeteler tarafından çembere alındığına dikkat çeken Amin “Halk ve gerilla topraklarını savunmakta son derece kararlı. Kendilerini ve topraklarını sonuna kadar savunacaklar. Eğer Türk devleti Efrîn'e girerse büyük bir soykırım gerçekleştirebilir” dedi

İsveç ve batılı tüm ülkelerini buna izin vermemeleri gerektiğini söyledi.