Şehba'daki Efrînliler zor şartlarda direnmeye devam ediyor

Türk devleti ve ona bağlı çetelerin işgal saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kalan ve Şehba’da kamplarda ve yıkık evlerde yaşayan Efrîn halkı zor şartlar altında direnişini sürdürüyor.

Türk devleti ve ona bağlı El Nusra, El Kaide ve ÖSO çetelerinin işgal, talan ve soykırım saldırıları sonrası, Efrîn yönetiminin kararıyla Şehba alanına geçen yüz binlerce Efrînli birçok sorun ve imkansızlıklarla boğuşmak zorunda kalıyor.

 

http://anfnews.tv/files/949-gele-efrine-li-sehbaye-di-sert-u-mercen-tengasiye.mp4

 

170 binden fazla Efrînlinin yaşadığı Şehba alanında, 80 bine yakında Şehbalı yaşıyor. Efrîn özerk yönetimi, demoratik Suriye alanlarından ve Avrupa'daki Kürtler ve dostlarından gelen yardımlarla Efrîn'de Serdem ve Berxwedan adında iki kamp kurdu. Bu çadırlarda yaklaşık 2 bine yakın aile yaşıyor. Fakat, kamplar dışında köylerde binlerce Efrînli yıkık evler, okul ve camilerde yaşamak zorunda kalıyor.

KÜRTLER TÜM İNSANLIK İÇİN SAVAŞTI, AMA BUGÜN YALNIZ BIRAKILDILAR

Kısa bir süre önce DAİŞ çetelerinin işgalinden özgürleştirilen Şehba köylerinde evlerin büyük bir bölümü yıkılmış. Daha önce QSD savaşçıları tarafından temizlenmesine rağmen köylerde hala çok sayıda mayın ve patlayıcı malzeme bulunuyor. Patlayan mayınlardan dolayı yaralanan ve hayatını kaybedenler oldu.

Efrîn Çeqela'dan saldırılar yüzünden Efrîn merkeze gelen ve oradan da Til Qerex köyünde yıkık bir evin için de yaşamak zorunda olan Elif Emer Sido, tüm Kürt halkına birlik çağrısı yaptı. "Bugün bizim günümüzdür. Ayağa kalksınlar. Bugüne kadar tüm insanlar için savaştık, kan döktük, ihanet etmedik" diyen Emer Sido, "Her şeyimizi arkamızda bıraktık. Her şey bizim şeref ve namusumuz için. Dünya devletleri bunu görmüyor mu? Bu kadar kan dökülüyor. Onların kınıyoruz. Biz kimseden yardım falan istemiyoruz. Bizim tek istediğimiz, Kürt halkının hakkı verilsin. Şehit kanları yerde kalmasın. Biz önderliğimizi istiyoruz" diye konuştu.

OTELLERDE ERDOĞAN'IN YANINDA OTURARAK KÜRT KATLİNE KARAR VERİYORLAR

Sido ile aynı köyden olan, Ebu Şivan, Efrîn'de Erdoğan ve çeteleri tarafında kurulan sözde Efrîn meclisinde yer alan işbirlikçi Kürtlere yönelik tepkisini şu şekilde dile getirdi: "Bugün İstanbul'da otellerde Erdoğan'ın yanında oturup, kendine ben Kürdüm, ben Kürt halkının haklarını savunuyorum dedikten sonra gelip, Efrîn'de Kürtleri katleden, Kürtlerin mallarını ve kadınlarını pazarlara götürüp satıyorlar. Onları lanetliyorum. Otellerde oturup diyor ben terörizm savaşı veriyorum. Sen kime karşı savaşıyorsun. Senin savaştıkların benim annemdir, kardeşimdir, halamdır, kız kardeşimdir. O kürsüden in ve Kürtlerin gerçekten hakkı için mücadele et."

'ULUSLARARASI DEVLETLER ŞİMDİYE KADAR BİZİ GÖRMEZDEN GELDİLER'

Efrîn'de öğretmen olan Semiha Hiso, yaşadıkları zor şartlara değindi: "Göç şartları zordur. Biz zorlanıyoruz. Özellikle hastalıklar noktasında zorlanmalar çok fazla. Şimdiye kadar hiçbir doktor gelmedi. Temiz su yok. Biz uluslararası kurumlara sesleniyoruz. Şimdiye kadar bizi görmezden geldiler. Biz kırk milyon Kürdüz ama onlar bizi görmezden geliyorlar. Bizim tek istediğimiz Efrîn'e geri dönmek. Bu kaldığımız köyde daha önce DAİŞ'ten kalma bir sürü mayın var. Her gün mayınlar patlıyor. Biz çocuklarımızı serbest bırakamıyoruz. Rahat dolaşıp, çalışamıyoruz."

KÖYDE HER GÜN İKİ ÜÇ MAYIN PATLIYOR

Efrîn'de bir oğlu şehit düşen Mihemed Murad, Çeqela köyünden Efrîn merkeze göç etmek zorunda kaldıklarını, şimdi de Şehba'da zor şartlar altında direndiklerini vurguladı. Murad, "Buraya geldiğimizde de çok zorlandık. Burası hepsi yıkık ve kötüydü. Biz kendi imkanlarımızla biraz toparlayıp yerleştik. Ancak evler eski, yağmur yağdığında su altında kalıyoruz" diye konuştu.

Şaban adındaki Efrînli ise köyde sürekli patlamaların olduğunu ve bu nedenle birçok insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: "Bazen 2-3 patlama oluyor. Dışardan bize gelen yardım yok. Biz çok zorlanıyoruz ve çok üzgünüz. Bu alanda yaklaşık kırk köy var. Bu kaldığımız köyde de bin dört yüz ev var. Hepsi de aynı zorlanmayı yaşıyor. Uluslararası devletlerden istediğimiz gelsinler görsünler. Binlerce insan yaşıyor bu alanda. Zorla kendi topraklarımızdan çıkarıldık. Şimdi idare etmeye çalışıyoruz. Ancak bu halka çok şey lazım. Elektrik yok, içme suyu azdır ve olanda temiz değil. Durup bizi izlemesinler, gelip görsünler."

GELEN YARDIMLARLA HALK ANCAK KENDİNİ İDARE EDİYOR

Türk devletinin evlerini ve köylerini talan ettiğini söyleyen Evdilqadir Gedo, "Şimdi Şehba'da Til Qereh köyünde kalıyoruz. Yağmur yağdığında su altında kalıyoruz. Mayınlar var bu köyde. Mayın patlamasından dolayı birçok insanın hayatını kaybetti. Gelen yardımlarla halk ancak kendini idare ediyor" diye konuştu. Türk devleti ve ona bağlı çetelerden dolayı 3 defa göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Fuad Murad, "Türk devleti ve ÖSO yüzünden evimi her şeyimi bırakıp kaçtım. Hiçbir şeyimizi kendimizle getirmedik. Biz bir şekilde kendimiz idare etmeye çalışıyoruz. Bir şey istemiyoruz. Sadece yerlerimize geri dönmek istiyoruz. Uluslararası devletlere çağrımız budur, biz yerlerimize geri dönmek istiyoruz" dedi.

TEK İSTEKLERİ TOPRAKLARINA GERİ DÖNMEK

İnsan hakları derneklerine çağrı yapan Niyad Mihemed ise şunları belirtti: "1 buçuk milyon insan göç etmiş, yerinden yurdundan edilmiş. Bu insanların topraklarına geri dönmesi lazım. Biz terörist değiliz. Terörist olan, bize saldıran ve bize terörist diyendir. Bu kaldığımız evler, eskiden DAİŞ’in elindeydi. Kısa bir süre önce özgürleştirildi. Hepsi yıkılmış ve mayınlıdır. Her gün birkaç tane mayın patlıyor. Biz buralarda perişan oluyoruz. Topraklarımıza geri dönmek istiyoruz."