Türk devletine bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO), 29 Kasım’da Şehba’ya yönelik saldırılarda bulundu. Efrîn-Şehba Kantonu Meclisi, halkın güvenliği sağlamak amacıyla güvenli bölgelere tahliye edilmesi kararı aldı. Türk devletinin çeteleri tarafından ikinci kez göçe zorlanan Cîhan Mistefa, yaşadıklarını anlattı.
EFRÎN’DEN NUBBUL ZEHRA’YA
Efrîn’in Karababa köyünden olan 60 yaşındaki Cîhan Mistefa, beş çocuğuyla huzurlu bir yaşam sürerken Türk devletinin Efrîn’e yönelik saldırıları nedeniyle yeni bir yaşam yolculuğuna koyuldu. 2018’deki Efrîn saldırılarına dikkat çeken Cîhan Mistefa, “Köy boşaltıldı, kimse kalmadı” diyerek, arabalı olmadıkları için geride kalmak zorunda kaldıklarını anlattı: “Bu olay, ailemizin dağılmasına ve zorlu bir göç sürecine girmemize neden oldu. İlk önce Raco’ya, ardından Efrîn kent merkezine, oradan da Nubbul ve Zehra’ya geçmek zorunda kaldık. Her geçişte, saldırılar ve belirsizlik nedeniyle büyük bir korku yaşayarak ilerledik.”
ŞEHBA’YA HALKININ YANINA GİTTİ
Nubbul ve Zehra’da da huzur bulamadıklarını belirten Cîhan Mistefa, “Aç ve susuz kaldık, zor günler geçirdik” dedi. Kısa bir süre sonra halkın Şehba’ya yerleştiğini öğrenen Cîhan Mistefa, çocuklarıyla birlikte oraya gitmeye karar verdi. “Halkımızın durumu iyiydi, işinde gücündeydiler. Bu, bize biraz olsun rahatlama verdi” diyerek yaşadığı duyguyu aktardı.
Ancak sağlık sorunları nedeniyle Halep’e gitmek zorunda kaldığını ifade eden Cîhan Mistefa, “Ben Şehba’dan ayrıldım ama çocuklarım orada kaldı. Halep’te küçük bir ev bulduktan sonra, sağlık problemim nedeniyle kızım yanıma geldi. Diğer çocuklarım ise Til Rifat’ta yaşıyordu” diye ekledi. Cîhan Mistefa, bir süre sonra kızının yanında Şehba’da yaşamaya başladı.
ŞEHBA İŞGALİYLE BAŞLAYAN YOLCULUK
Şehba’da da sürekli bombardıman altında kaldıklarını belirten Cîhan Mistefa, son işgal saldırılarına değinerek, “Havan topları atılıyordu, çocuklar korkuyordu. Ne yapacağımızı şaşırdık” dedi. Bu belirsizlik içinde yavaş yavaş yürüyerek bir yol haritası çizmeye çalıştıklarını anlattı. Ehdas’taki kontrol noktasına geldiklerinde halkın Ehdas’a değil, Fafîne’ye doğru gittiğini gördü. Oğluyla bağlantı kurarak hastane önüne gitmesini söyledi. “Yolda duracak bir araba bulmak zor oldu. Nihayet boş bir taksi durdu ve beni hastane önünde bıraktı. Fafîne’ye vardığımda, yoğun bir kalabalığın ortasında kendimi kaybolmuş hissettim. Orada ben de kalabalıkla birlikte yürüdüm. Üç gün boyunca ortalıklarda, gece gündüz soğukta, dışarıda yaşamak zorunda kaldım. Yürüyerek Reqa’ya kadar geldim. Ailemden 3 gündür kopmuştum, onlara ulaşmayı başardım. Dördüncü günün sonunda çocuklarımı, ailemi buldum. Oğlum beni stadyumun kapısından aldı” diyerek hem yaşadığı zorluğu hem de hissettiği mutluluğu ve huzuru dile getirdi.
Göçe etmenin zorluklarına da değinen Cîhan Mistefa, “Halkımız büyük bir zulüm gördü, çok acı yaşadı. Buna rağmen halkımız başarılı olacaktır. Topraklarımız altından değerlidir. Topraklarımızı savunmaya devam edeceğiz ve halkımız başarıya ulaşacaktır” dedi.