Tebqa ve Reqa’da komplo protestoları

Tebqa ve Reqa’da alanlara çıkan halklar, uluslararası komployu protesto etti.

Zenubiya Kadın Topluluğu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik Uluslararası Komplo'nun 24. yıl dönümü dolayısıyla Tebqa ve Reqa’da yürüyüş düzenledi.

Tebqa’nın 3. mahallesindeki Şehit Hevrin Xelef Parkı önünde yüzlerce Tebqalının katılımıyla yürüyüş başladı.

Yürüyüşte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan posterleri ve "Halkın mücadelesiyle İmralı sistemini yerle bir edeceğiz", "CPT İmralı tecridine ortaktır" ve "Önder Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplo mazlumlara yönelik komplodur" yazılı pankartlar taşıdı.

Yürüyüş, 2. Bölge'deki İtfaiye önünde mitinge dönüştü. Tebqa Zenubiya Kadın Topluluğu adına Semira Hebeş söz aldı. Semira Hebeş, "Önder Abdullah Öcalan'a yönelik 15 Şubat komplosu, insanlık tarihinin en büyük komplosu ve tarihi bir sürecin başlangıcıdır. Önder Abdullah Öcalan, zulme, baskıcı güçlerin ve diktatörlük sistemlerinin hegemonyasına karşı mücadelede büyük çaba sarf etti” dedi.

15 Şubat Komplosu'nun Kürt halkı ve tüm özgürlükçüler için kara bir gün olduğunu söyleyen Semira Hebeş, "Önder Öcalan'a uygulanan işkence sistemine CPT ve uluslararası güçlerin sessiz kalmasını kınıyoruz. Demokratik ulus projesinin uygulanması ve Önderliğin çizgisinde hareket edilmesi, fiziksel özgürlüğüne yönelik faaliyetler sürdürülecektir" dedi.
Eylem, "Bê Serok jiyan nabe" sloganıyla sona erdi.


REQA
Reqa’da Zenubia Kadın Topluluğu öncülüğünde onlarca kadın komploya karşı yürüdü.
Zenubiya Kadın Topluluğu önünden Neim Kavşağı’na doğru yürüyüş başladı.
"Özgür kadın iradesiyle tecridi kırıp, özgürlüğü talep edeceğiz", "Halkın mücadelesiyle İmralı sistemini yerle bir edeceğiz" yazılı pankartlar açan kadınlar, "15 Şubat komplosuna dur", “Bê Serok jiyan nabe” sloganları attı.
Neim Kavşağı’nda Zenubia Kadın Topluluğu yöneticilerinden Itimad Xelef basın açıklamasını okudu.
Açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kaçırılmasının temel sebebinin bölge ve Ortadoğu'daki tüm barış süreçlerinin ve demokratik fikirlerin yok edilmesi olduğu belirtildi.
Açıklamada, "Kadınların ve ezilenlerin davasını savunan insan önderimize Kadın, Yaşam, Özgürlük sloganıyla mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz. Önderliği özgür kılana kadar biz kadınlar sesimizi yükselteceğiz. Önderliğin varlığı, dünyada barışı sağlamanın tek yolu ve çözümüdür. Şehitlerimize, özgürlük şehitlerimize, Önderlik özgür olana kadar mücadelelerini sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz” denildi.
Açıklamanın sonunda, insan hakları örgütleri, uluslararası güçler ve BM'ye işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarını durdurma çağrısı da yapıldı.