Aydemir: Anadil öğrenmek için ilk 2 yıl çok önemli

Akademisyen ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Furkan Aydemir, bebeklerin anadillerini öğrenmeleri için ilk 2 yılın çok kritik olduğunu, eğer ilk 2 yılda anadilini öğrenmezse, bundan sonra kendi dilini öğrenmesinin çok daha zor olacağını söyledi.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da milyonlarca Kürt çocuk, başta okul öncesi olmak üzere eğitim-öğretim hayatı boyunca Türkçe eğitim almak zorunda kalıyor. Anadilinde eğitim alamayan Kürt çocukları hem okul hayatında, hem sosyal hayatta birçok zorlukla karşılaşıyor.

Akademisyen ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Furkan Aydemir, bebeklerin anadillerini öğrenmeleri için ilk iki yıl çok kritik olduğunu söyledi. İlk iki yılda anadillerini öğrenmezse, bundan sonra kendi dilini öğrenmelerinin çok daha zorlaşacağına dikkat çeken Aydemir, “Bebeğin bir yaş civarında ilk kelimeleri, İki yaş civarında ise cümleler kuruyor. Anadili sağlam öğrenmek en başta sosyal ve onun uzantısı duygusal gelişimi için çok merkezi; çünkü insanlar kendini sözlü olarak iyi ifade edebilmeye yüksek puan veriyorlar. Dili gelişmiş olan kişi toplumda bir yer ediniyor. 0-6 yaşında bunun temelleri atılıyor. Anadilini iyi konuşan kişi sosyal hayatta daha başarı oluyor, kendini, çevresini daha iyi tanıyabiliyor. Dil ile çok şey başarılabilir. Bu yüzden anadil çok önemlidir” diye konuştu.

ANADİL İÇİN YAZILI EĞİTİM ŞART

Okul öncesinde çocuğun evde Kürtçe öğrendiğini ama okula başlayınca bunu sürdürmediği, yazılı eğitimi alamadığı için sağlam bir temel oluşturamadığını söyleyen Aydemir, şöyle konuştu: “Bu nedenlerden dolayı kulaktan dolma bir dil öğrenmiş oluyor. Sözlü dilde zemin sağlam değil, onu yazıyla tutturmak gerekir ki yapısı sağlam olsun. Onun yerine sözlü altyapısı almadığı bir dili yazılı olarak öğrenme başlıyor ki bu da Türkçe. Yani iki dili de öğrenmiş oluyor ama iki dili de tam öğrenmiş olmuyor. Öyle yarım yamalıklı söz konusu. Bu da sosyal ortamda dışlanma getiriyor. Zaten bu bir Türkiye gerçeği. Dilin zayıflığı üzerinden kendini belli ediyor. Tabi olayın politik ön yargısı da var.

Türkiye’deki şartlar malum. Türk milletçiliği üzerinden anadili Kürtçe olan kişiye fatura kesiliyor. Olan bitenden sanki o sorumluymuş gibi. O şekilde bir dışlanma var. Bu dildeki gerilikle de içi içe girmekte. Sosyal hayatta da, eğitim hayatında da böyle bir zorluk var. Sonuçta ilkokulda ilk defa Türkçe ile karşılaşan bir sürü insan var. Bu geçmişte daha fazlaydı ama günümüzde teknolojinin etkisiyle, özellikle internet evde kullanılıyorsa çocuk daha kolay maruz kalabiliyor. Sözlü konuşmada ve eğitim öğretim hayatında da yazılı eğitim Türkçe alan kişiler daha başarılı oluyor. Bu da Kürtçe konuşanlar için çok büyük bir dezavantaj oluyor.”

HER 2 DİLDE ZAYIF KALIYOR

Anadili dışında başka bir dille eğitim almak psikolojik olarak negatif etkileri olduğunu dile getiren Aydemir konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Konuştuğum insanlardan da gördüğüm bu. Baskılanmışlık var bir kere. Yani okulda Kürtçe değil, Türkçe konuşacaksın deniliyor, o da kendini ifade edemiyor, anadili Kürtçe olduğu için. Konuşurken de fark ediyor eksik olduğunu. Kendini ifade edemediği için bu durum özgüvenini, öz saygısını düşürecek bir durum. Bu da bir bütün olarak kendini düşük olarak görmesine neden oluyor. Sonuçta insanın mekanizması böyle çalışıyor. Bir noktada eksiklik olduğunda bir bütün olarak kendi değerini düşük görmeyi getirir. Hele ki karşısında bir otorite figürü varsa, okulda bu öğretmen, zaten belli ediyor; akademik olarak geri olduğunu fark ediyor. Her iki dili bilen kişi, her iki dili de zayıf kalıyor.”