Kürdistan’da eko-kırım: Ağaçsızlandırma

Kurdistan'da orman yangınları ve ağaç kesimi asker, korucu ile devletin diğer paramiliter güçleri tarafından gerçekleştiriliyor. Ağaçsızlaştırmaya karşı mücadele ettiğini belirten sivil toplum örgütleri ise mesele Kurdistan olunca sessizliğe bürünüyor.

Eko-kırım 'kasıtlı olarak ya da suç teşkil eden bir ihmalle çevreye verilen ve çoğu zaman telafisi mümkün olmayan olumsuz değişiklikler' olarak tanımlanıyor. Eko-kırım türlerinden biri de ağaçsızlandırma. Belirli bir bölgenin bilinçli ve sistematik olarak ormanlarının yakılması, ağaçlarının kesilmesidir. Kurdistan’daki eko-kırım pratikleri devlet eliyle gerçekleşirken, sivil toplum kuruluşları devlet pratiğine tepki vermiyor.

Doğadaki orman yangınlarına cam ve pet şişe atıklarının neden olabildiği gibi, bilinçsizlik de önemli bir etken. Öte yandan bilinçli bir şekilde ağaçsızlandırma amaçlı çıkarılan yangınlar da söz konusudur. Örneğin son yıllarda Türkiye’nin batısında yaşanan orman yangınlarında bu etkenin belirgin şekilde öne çıktığını görmekteyiz. 15 Temmuz 2007’de Güvercinlik mahallesinde 100 hektarlık Kızılçam ağaçlarının bulunduğu ormanlık alanda yangın meydana gelmiş, yangın sonucunda 250 hektar orman alanı ile 30 hektara yakın tarım arazisi ve zeytinlik yok olmuştu.

Daha sonra dönem Muğla Orman Bölge Müdürü olan AKP Milletvekili İbrahim Aydın, yangın sonrası yaptığı açıklamada, “Ormanlık alanlar ve imar yerleri belli. Kesinlikle iddia ediyorum ki yanan yerler ne 2B kapsamında olacak ne de imara açılacak. Dışarıda söylenenlere itibar edilmesin. Yakın zamanda yanan yerleri temizleyeceğiz. Ekim ayında ilk yağmurlarla birlikte tohumlama ve fidan dikimi yaparak yeşillendireceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Ancak orman yangını sonrası 2012, 2016 ve 2018 yılında oteller açıldı.

KURDİSTAN'DA ORMAN YANMAZ, YAKILIR

Türkiye'nin batısından farklı olarak Kurdistan’da devlet eliyle bilinçli ağaçsızlandırma politikası uygulanıyor. Efrîn’de zeytin ağaçlarının köklerinden sökülmesi, Medya Savunma Alanları’nda korucular eliyle ağaçların kesilmesi, Cûdî, Dersim, Licê, Bedlîs’te yılın belli dönemlerinde “2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ile Güvenlik Bölgeleri Kanunu” kapsamında “askeri yasak bölge” ilan edilmesi ve “Bahse konu bölgelere, vatandaşların girmeleri yasaklanmıştır” denilerek sivil girişleri yasaklanıyor. Askeri yasak bölge ilan edilen yerlerde sistematik bir şekilde orman yangınları çıkarılıyor.

Orman yangınlarının en belirgin olduğu kentlerden biri Dersim’dir. 28 Temmuz 2015 yılından bu yana düzenli olarak “Askeri yasak bölge”, “özel güvenlik bölgesi” gibi uygulamaların sürdüğü Dersim’de her yaz mevsiminde “bir şekilde” orman yangını çıkıyor. Dersim/Xozat’ta Ağustos 2021’de askeri saldırılarla başlatılan yangın günlerce sürdü. Valilik, havadan müdahaleyi ihtimal dahiline bile almayıp karadan müdahale için yol olmadığını iddia etti, halka da yangını söndürmeyi yasakladı. Dersim’in Xozat ilçesine bağlı Tanzîg, Zoxar köyleri ile Koçerî mezrasında başlatılan askeri saldırılarla birlikte çıkan ve Uzunçeşme köyüne yayılan orman yangını onlarca hektarlık alanı küle çevirdi. Yangını söndürmek isteyen kişiler de Türk askerlerince engellendi. Tunceli Valiliği ise yaptığı yazılı açıklamada, Xozat ilçesinden yangın alanına ulaşım olmaması nedeniyle söndürülemediğini ileri sürdü. Türk medyası ve valilik yangını “örtü yangını” olarak tanımlarken, yangına neden havadan müdahale edilmediğine ilişkin ise herhangi bir açıklama yapılmadı. Tunceli Valiliği ise “Bölge, görevli olmayan vatandaşlarımız için risk arz etmektedir. Vatandaşlarımızın Ovacık Kaymakamlığımızın izni olmaksızın alana girmemeleri rica olunur” kararı aldı.

CÛDÎ’DE ASKERLER YANGINI BİLEREK ÇIKARDIKLARINI İTİRAF ETTİ

Cûdî’deki orman yangınları sonrası askerler dijital medyada yaptıkları paylaşımla ormanları kendilerinin yaktıklarını kabul ettiler. 28 Temmuz’da basına yansıyan görüntülerde askerler, Cûdî ve Besta’daki ormanların kendileri tarafından yakıldığını itiraf etti. Dijital medya hesabından yapılan paylaşımda askerlerin Cûdî’de herhangi bir çatışma olmamasına rağmen helikopterle ormanlık alanı bombalayıp ağaçları ateşe verdikleri ortaya çıktı. Uzman çavuş olduğu belirtilen şahıs, “köklerini kazıyoruz” yorumu ile görüntüyü paylaştı.

Kurdistan’daki orman yangınlarının devlet tarafından bilinçli çıkarıldığı, daha önce DTK ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi raporuna da yansıdı. 2016’da Amed'in Licê ilçesinde ilan edilen 'sokağa çıkma yasağı' sonrasında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekoloji Meclisi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi, 8 Haziran 2016’da açıkladığı raporda, Licê’ye bağlı Sisê bölgesindeki Hûseynîk, Goma Saruxan, Goma Sofi Ali, Cenezur, Goma Riza, Mehle, Kerbes, Nenyas, Goma Kazo, Derxust, Henyat köy ve mezralarda yaşananlara dikkat çekti. Raporda, yangınların yaşandığı köylerde görgü tanıklarının söylediklerine göre, yangınların büyük oranda askeri helikopterler tarafından açılan ateş sonucu çıktığına vurgu yapıldı.

Yakın zamanda Licê'nin Kerwes köyü yakınlarında ormanlar yakılırken asker, köylülerin müdahale etmesini engelledi. Licê’nin bir diğer köyü olan Zengesor’a bağlı Kort bölgesinde 1 Ağustos 2023’te çıkan yangının karakol ve üs bölgesine yakın olması dikkat çekti. Yangına müdahale edilmesinin askerlerce engellendiği sivil halk tarafından teyit edildi.

'GÜVENLİK YOLU' İÇİN ASIRLIK AĞAÇLAR KESİLDİ

Bedlîs'teki yasak bölge ilanı sonrası bölgeyi gezen ve Yeşil Sol Parti Bedlîs Milletvekili Semra Çağlar Gökalp verdiği kanun değişikliği teklifinde, “Bitlis ilinde valilik tarafından 14-28 Temmuz 2023 tarihleri arasında özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlarda güvenlik güçleri tarafından çok sayıda insan hakkı ihlali gerçekleşmiştir. Bölgedeki köylerde köylülerin tarlalarına gidiş gelişleri engellenmiş, kilometrelerce ekili araziye zarar verilmiş, çok sayıda asırlık meyve ağacı “güvenlik yolu” yapma gerekçesiyle kesilmiş, ayrıca köylüler tehdit, baskı ve gözaltı ile karşı karşıya bırakılmıştır” denildi.

Kurdistan’daki ağaçsızlandırma ile ilgili ulaştığımız Semra Çağlar Gökalp, Bedlîs/Xîzan'da askerlerin yaklaşık 3 km alanda ağaçları kestiği, köylülerin tapulu tarlalarının içinden geçtiğini belirtti. Semra Çağlar Gökalp, “Gözlemlediğimiz, orada alanı tepedeki üslerden daha iyi görme amaçlı kesildiği idi. Hunharca girmişler ama önlerine gelen ne varsa biçmişler. Bitlis’te genel anlamda bir ağaç kesimi var ama son yıllarda özellikle güvenlik bölgesi ilan edilen alanlarda tüm ağaçları kesip satıyorlar” dedi.

Köylülerin zararın tazmini için başvurduğunu belirten Milletvekili,, Hizan Kaymakamı tarafından köylülere, “Bizim zararımızı kim karşılayacak? Gerekirse her yeri kamulaştırırız!” diye cevap verdiğini aktardı.

GERİLLA GÖRÜNTÜLEDİ

Kurdistan’daki ağaçsızlandırma sadece Bakur ile sınırlı değil. 24 Nisan 2021’den beri Medya Savunma Alanları’ndaki Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerini işgal etmek isteyen Türk ordusunun saldırılarından ormanlık alanlar da etkileniyor. Hava bombardımanı, obüs saldırıları, gerillaya yönelik kimyasal silah kullanımında bir yandan gerilla, diğer yandan bölgenin ağaçsızlandırılması hedefleniyor. Avaşîn’de ağaçları kesen asker ve korucuların görüntüleri basına yansıdı. Ayrıca Ağustos 2021 yılında HPG/YJA Star gerillalarının Avaşîn’in Dola Mara alanında çektiği görüntülerde, Türk askerlerinin Avaşîn’de ağaçları kestiği, ateşe verdiği, ağaç köklerine yerleştirilen dinamitlerin patlattığı görülüyor.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ KURDİSTAN’DAKİ ORMAN YANGINLARINA SESSİZ

Kurdistan’daki eko-kırımın bir versiyonu olan bilinçli, sistematik devlet kaynaklı ağaçsızlandırmaya ilişkin sivil toplum örgütleri sessizliğe bürünüyor. Uluslararası çapta çevre faaliyeti yürüten Greenpeace, Uluslararası Af Örgütü, WWF; Türkiye’de TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Koruma Vakfı), Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Doğa Derneği, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL Vakfı), Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) gibi sivil toplum örgütleri ön plana çıkıyor. Akbelen Ormanı’nda gerçekleşen ağaç kesimine tepki gösteren bu örgütler, söz konusu Kurdistan olunca sessizliğe bürünüyor.

Şirnex Barosu, Şirnex'teki ağaçların bilinçli şekilde kesilmesinin önlenmesine karşı ekolojik yıkıma karşı harekete geçmeleri amacıyla Greenpeace, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) gibi kuruluşlara başvuruda bulundu.  Baro'nun başvurusuna yazılı yanıt veren Greenpeace, Şirnex'teki ağaç kesimi için "Konu maalesef uzmanlık alanlarımızın dışında" dedi. Limak Holding tarafından Akbelen’de ağaçların kesilmesine tepki gösteren Greenpeace, Akbelen’deki ağaç kesimini “Ağaç kesimini ve bu zulmü durdurun!” çağrısıyla duyururken, Şirnex Cûdî’de askerler tarafından çıkarılan orman yangınlarını görmezden geldi.

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü’nün Kürt sorunu ile ilgili yaygın devlet söyleminin içinde kaldığı görülüyor. Kürt meselesine dair neredeyse görmedim-duymadım-bilmiyorum rolünü üstlenen Af Örgütü, farklı ülkelerdeki orman yangınları hakkında açıklama yayımlarken, Kurdistan’daki orman yangınları için sessizliğe bürünüyor. Türkiye'de çevre ve orman konusunda en çok çalışma yaptığı belirtilen sivil toplum örgütleri arasında yer alan TEMA vakfı da, Kurdistan’daki eko-kırıma duyarsız. Bu sessizlikten cesaret alan Türk devleti, Kurdistan’da soykırım politikalarının bir parçası olan eko-kırımı paramiliter güçler eliyle gerçekleştiriyor.