Mücadele ile geçen bir ömür: Pir Mustafa Deprem!

Geçirdiği hastalığa yenik düşerek hayatını kaybeden Kantarma Pirlerinden Mustafa Deprem’in hayatı haksızlığa karşı mücadele ederek geçti. Arkadaşları, “Mütevazı, fedakâr bir kişiliğe sahipti” diyerek, Pir Deprem’i anlattılar.

Maraş’ın Elbistan ilçesinin Kantarma Sinemilli Ocağı’nın pirlerinden Mustafa Deprem, 12 Temmuz 1949’da Kantarma köyünde dünyaya geldi. Sinemilli Ocağı’nın dedelerinden Rıza i Husen ile İsmihan Ana’nın (İmme) 4 kız 3 erkek çocuğundan biri olan Mustafa Deprem, eğitimin ardından öğretmenlik yapmaya başladı.

Genç yaşta devrimci mücadele de tanışan Deprem, baskı ve zulme karşı mücadele içerisinde oldu. 1970’lerin başından itibaren Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ile demokrasi mücadelesi içerisinde olmaya devam eden Mustafa Deprem, bunun yanı sıra meslek örgütü olan dönemin etkin sendika hareketi TÖB-DER’de de yöneticilik yaptı. Birçok kez gözaltına alınarak, tutuklanan Deprem, özellikle 1980 askeri darbesi döneminde, bütün diğer devrimci ve ilericilerle birlikte çok yoğun ve uzun süreli işkence ve hapis cezalarına çarptırıldı.

Siyasi mülteci olarak 1990’lı yıllarda Almanya’ya gelerek, Köln kentine yerleşen Deprem, uzun yıllar Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Pirler Kurulu, Maraş Girişimi bünyesinde çalışmalar yürüttü. Pir Deprem, 2012’den itibaren ise TV 10 televizyonunda “Yol Erkân” programını hazırlayıp sundu. Kürt Özgürlük Hareketi ile de tanışan Pir Mustafa Deprem, Kürdistan dağlarına giderek, PKK’nin yöneticileriyle bir araya geldi. Deprem, Mezopotamya ve Anadolu’da bütün halkların ve inançların kurtuluşunu PKK’nin yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle mümkün olduğunu söylüyordu.

‘BÜYÜK BİR İNSANIMIZI KAYBETTİK’

FEDA Pirler Kurulu’nda bir dönem kendisiyle birlikte çalışan Pir Ali Köylüce, Mustafa Deprem’in hiçbir zaman devletin baskı ve zulmüne boyun eğmediğini belirterek, "O küçük yaşından beri haksızlığı kabul etmedi. Devletin bütün yok etme ve asimilasyon politikalarına karşı çıkarak, bizi biz eden kültür, dil ve Alevi inancı savunarak, yok olmaya karşı var oluş mücadelesinin bir parçası olmuştur. Aslında ona yaşamın ölüme çevrildiği coğrafyamızda mazlumların isyanı olan bir kahraman diyebiliriz" diye konuştu. Deprem’in herkese saygılı bir kişiliği olduğunu hatırlatan Köylüce, şöyle devam etti: "O, mütevazı, saygılı bir kişiliğe sahipti. Ömrünün son anına kadar da haksızlığa karşı mazlumların mücadelesini verdi. Mustafa Ağabeyin hoş sohbeti vardı. Çevresinde sevilen, saygı gören biriydi. Bende özellikle 2012 yılından itibaren TV 10’da çalışmaya başladığından sonra daha iyi tanıdım. Büyük bir dost, arkadaş ve inanç insanımızı kaybettik. Başta Sinemilli Ocağı’nın ve halkımızın başı sağ olsun.”

‘BEN KÜRT ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİYLE YENİDEN DOĞDUM’ DİYORDU

Pir Mustafa Deprem ile TV 10 televizyonunda 7 yıl birlikte çalışan gazeteci Ramazan Seçer ise Pir Mustafa Deprem’i anlatmanın zor olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Pir Mustafa Deprem, TV 10 ile sanki hayata yeniden gelmişti. Bu çalışmalara katılması onu müthiş heyecanlandırıyor, adeta 18 yaşında bir gençmiş gibi davranıyordu. İnce, narin ve insancıl duygulara sahipti. Bir insanla konuşurken onu kırmamak için çok çaba sarf ediyordu. Pir Mustafa Deprem, uzun yıllar devrimci mecale içerisinde yer almıştı. Bu gelenekte geliyordu. Ancak Kürt Özgürlük Hareketiyle tanışmasıyla birlikte ‘ben bu mücadele ile yeniden doğdum’ diyordu. Onun bu duygusu, heyecanı her gün artıyordu. Bunu göz ile görmek mümkündü. Benim onunla çok anılarım oldu. Pir Mustafa Deprem’in bu televizyondaki çalışmasıyla onun o heyecanını anlatmak gerçekten çok zor. Sürekli, ‘Devrimci, Alevi mücadelesini Kürt Özgürlük Hareketinde yeniden yorumladım. Ben bu mücadelenin bir parçasıyım’ diyordu. Pir Deprem, çok temiz, fedakâr bir insandı.”

‘RE HEQ İNANCININ DOĞRU YAŞANMASI İÇİN MÜCADELE VERİYORDU’

Leverkusen Alevi Dergâhının Eş Başkanı Günay Sırlan da Pir Mustafa Deprem’i son 3 yıldır tanıdığını belirterek, Aleviler için büyük kayıp olduğunu söyledi. Dergahlarına katkılarının büyük olduğunu dile getiren Sırlan, “Büyük bir fedakârlığa sahipti. Bizim dergahımıza büyük katkıları olurdu. Bir genç gibi gösterileri ve yürüyüşlerden eksik olmuyordu. Ev ev dolaşarak, Alevilik inancını gençlere anlatıyor. O Alevi, devrimci ve Kürt’tü. Açıkçası FEDA içerinde Kürt Aleviliğini yani Rêya Heq inancını doğru temelde yaşanması için mücadele veren biriydi. İnancımız için büyük bir kayıp” diye konuştu.