Zilan’da ‘HES yıkımı’na yargı onayı

Zilan Deresi’ne HES yapımının durdurulması talebiyle açılan dava reddedildi. Mahkeme, HES yapımını hukuka uygun buldu.

Zilan Deresi’nin HES yapılmasını taşıdı Türk yargısından olumsuz yanıt alan Zilan Ekoloji Hareketi Sözcüsü Şahabettin Demir,  “Zilan, tarihi bir hafızadır Kürtler için. Bu karar politiktir. Kurdistan’ın her yerinde HES ve barajlar, insanı düşündürüyor. Devlet, Kırgızları bölgeye yerleştirerek bölgenin demografisi ile oynamak istiyor” dedi.

Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30 Mart 2012’de "ÇED gerekli değildir" kararıyla 2014’te inşaatına başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durduruldu. İtirazlar üzerine HES’in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkartıldı. Durumu yargıya taşıyan köylüler, geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES’in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini söyledi. Bölge halkının ve çevre örgütlerinin tüm tepkilerine rağmen 2015’te Danıştay 6. Dairesi’nin kararıyla yapımı durdurulan HES projesi, geçen Mayıs’ta yeniden başladı.

KÖYLÜLER YİNE DAVA AÇTI

Köylüler ve çevre örgütleri, konuyu yeniden yargıya taşıyarak Danıştay kararının uygulanmasını istedi. Dava açanlardan biri de Zilan Ekoloji Hareketi Sözcüsü Şahabettin Demir oldu. Demir, HES yapımının durdurulması için Van 1. İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan davacı oldu. Aylar sonra Demir’e yanıt veren Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, “İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlale ettiğinden söz edilebilmesi için davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler” dedi.

DAVACININ İKAMET YERİ

Mahkeme kararını şöyle sürdürdü: “Yine proje kapsamında davacının ikamet ettiği Koçköprü Mahallesi ve Koçköprü Barajı’nda herhangi bir tesis bulunmadığı, proje kapsamında alınmış bir yasaklı bölge ilanının bulunmadığı, projenin etkileyeceği Ağaçören Mahallesi’ne ilişkin ise acele kamulaştırma kararı alındığı, bu haliyle davacının dava konusu projenin etki alanında ikamet etmediği gibi bu alanda taşınmazının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu işlem ile davacının kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; Davanın ehliyet yönünden reddine.”

YORUM DAR, TEMYİZ HAKKIMIZ VAR

Açtıkları davanın Şahabettin Demir’in ehliyeti olmadığı gerekçesiyle reddedilmesini değerlendiren Av. Hülya Yıldırım,  mahkemenin davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın beyanlarını esas alarak karar verdiğini belirtti. Yıldırım, “Bu aşamadan sonra Danıştay'a temyiz hakkımız var. Sürecin başında da belirtmiştim. Ehliyet ve süre konusunda sorun yaşayabiliriz diye. Süreyi yaptığımız bilgi edinme yoluyla aştık, ehliyet noktasında ise bu kararla karşılaştık. Mahkemeler olabildiğince dar yorumluyorlar” dedi.

DEDELERİMİZİN KEMİKLERİ ÜZERİNE

Zilan Katliamı’nın halen Kürtlerin hafızasında tazeliğini koruduğunu belirten davacı Şahabettin Demir ise Zilan’da dedelerinin kemiklerinin üzerine HES yapıldığını söyledi. Demir, Bu kararla Erciş’te tarım ve hayvancılığın tamamen yok edileceğini; Zilan’da yaşayanların HES ile birlikte ikinci defa sürgüne tabi tutulacağını ve bölgenin demografik yapısının değiştirileceğini kaydeden Demir, “Çevre ve şehircilik Bakanlığı HES’e göz yumuyor. Mahkemeler direk talimatla çalışıyor. HES’lerle köyler bir kez daha boşaltılmak, Zilan insansız aştırılmak isteniyor. Benim dedelerim de katliama ve sürgüne maruz kaldı. Zilan, tarihi bir hafızadır Kürtler için. Bu karar politiktir. Kurdistan’ın her yerinde HES ve barajlar, insanı düşündürüyor. Devlet, Kırgızları bölgeye yerleştirerek bölgenin demografisi ile oynamak istiyor. İktidar, pandemi sürecini fırsata çevirdi. Biz bu davanın peşini bırakmayacağız. Temyize götüreceğiz” şeklinde konuştu.