ANALİZ
Başûrê Kurdistan’da 2 yıldır yapılması planlanan seçimler ertelendi. Bölgenin kazanımları pazarlığa açılırken, yaşananlar yeni gelişmelerin de habercisi.
Başûrê Kurdistan’da parlamento seçimlerinin ertelenmesi için çalmadık kapı bırakmayan KDP, İran’da da temaslarda bulundu. Tahran’da daha pazarlık masası kaldırılmadan Bağdat’ta kimi gelişmeler yaşandı.
KDP’nin belirlenen şartlarda seçimlere girmesi 30 yıl aradan sonra Başûrê Kurdistan’da iktidarı kaybetmesi anlamına geliyor. Yeni dönemde sadece ikinci parti olma durumunu değil, YNK ile aynı dengeyi sağlayabilecek bir pozisyona gelmeye dahi uzak duruyor.
Türk devletinin Kürdistan’da gerçekleştireceği yeni işgal operasyonları kapsamında Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti sonrası bölgede başlayan hareketlilik beraberinde farklı gelişmelere yol açıyor.
İhtiyaç duyulan tek şey, gerçek emekçi eliyle toprağın buluşmasıdır; buna fırsat yaratacak toplumsal zihniyet devriminin gerçekleştirilmesidir; toplumsal ahlâk ve politikanın tekrar temel dokular, organlar olarak işlevine kavuşmasıdır.
Tüm Haberler
-
-
Türkiye’de her şey neden çarpık?
Türkiye, Kürt sorunu çözülmediği müddetçe garabetler ülkesi olmaya devam edecek. Her şey çarpık olacak. Hiçbir konu dünyanın başka ülkelerindeki duruma benzemeyecek.
-
Latin kıtasının gözü Boric’te
Şili’nin yeni seçilen başkanı Gabriel Boric, 11 Mart’ta hükümeti görevini resmen devralacak ve ‘kravatsızlar’ dönemi başlayacak. Kıtanın gözü kulağı da Boric ve ekibinin üzerinde olacak.
-
-
-
-
Diktatörlük, denge ve demokrasi arasındaki Irak
Bugün Irak ve Başûr açısından en acilinden gerekli olan, Üçüncü Yol olarak demokratik sözleşmedir. Etnik ve mezhep sınırlarının ötesinde, özellikle genç kuşağın ve kadınların öncülük edeceği demokratik bir ittifaka ihtiyaç var.
-
AKP-MHP Almanya’da faşist çeteleri nasıl örgütledi? - III
AKP-MHP iktidarıyla daha da mobilize olan Türk faşist yapıların yasaklanması için hiçbir adım atılmazken resmi rakamlar, Türk milliyetçi örgütlenme içinde olanların sayısının Alman aşırı sağcıların sayısına yaklaştığını gösteriyor.
-
-
Faşist şef Amed’e giremez
Amed halkı 1975’de Alpaslan Türkeş’e karşı direndi ve kazandı, şimdi de Devlet Bahçeli’ye karşı direnecek ve kazanacaktır. Bunun dışında hiçbir tutum yurtseverce olamaz ve Amed gerçeğine yakışmaz. Amed’e faşist katillerin izi bile giremez.
-
Nazilerin en has adamı Türkeş’ti- I
2. Dünya Savaşı günlerinde Türkeş’in Nazilerle başlayan yakın dostluğu, savaş sonrasında da sürdü. Neonazilerin partisi NPD’den maddi/manevi destek alan Türkeş, sağcı kesimler ve CDU/CSU’luların yardımıyla da ırkçı Türk kurumlarını örgütledi.
-
75 ruhu ayağa kalk!
75 ruhunun var olduğu bir yerde ne kayyum ne Tayyip ne de Devlet Bahçeli o ormana bir Kürt düşmanının ismini verebilir.
-
Önderlik olmadan hiç kimse özgür olamaz -II
Kürt halkının özgür yaşamasının ilk kuralı, Önder Apo’nun özgürlüğüdür. Kürtler açısından özgür yaşam demek, kendi toplumsallığını inşa etmek, özgür bir sistem kurmak, faşizmin baskısından kurtulmak, direniş değerlerine hak ettiği anlamı vermek demektir.
-
Önderlik olmadan hiç kimse özgür olamaz -I
Eğer Önder Apo bir amaç edinmemiş olsaydı, Kürtlere yaşanacak bir kader bile bırakılmamıştı. Başta Türk sömürgeciliği olmak üzere tüm ezilen bölge milliyetçiliklerinin elindeki kalemin hangi yana oynatılacağını hiçbir güç bilemezdi.
-
Demokratikleşme sokaklarda gelişir
Tüm dünyada halkın sokağa çıkıp gösteri yapma hakkı vardır. Bu hak herkes tarafından kabul edilmiş bir norm olmaktadır. 'Sokağa çıkanı ezeriz' diyen bir iktidar zayıf bir iktidardır. Halk sokağa çıkarsa ayakta kalamayacak bir iktidardır.
-
Demokratlığın ölçüsü
Zindanlar artık sıradan bir gündem olmamalı. Zindandaki tutsaklar için tüm toplum ayağa kalkmalıdır. Demokratlığımız da insanlığımız da ancak böyle anlam kazanır.
-
Türkiye halkları için ekonomik olarak kayıp bir yıl
2021 yılı, Türkiye halkları için ekonomik olarak kayıp bir yıl olarak tarihte yerini almıştır. Halkına karşı pervasızca tuzak kuran bir hükümet Türkiye'yi yönetmektedir. 2022 yılı da benzer operasyonların olduğu bir yıl olacaktır.
-
Türkiye’nin aynası zindanlar!
Zindanlar o ülkenin aynasıdır; kişiliğini ve kimliğini ortaya koyar. AKP-MHP iktidarının nasıl bir iktidar olduğunu en iyi de zindandaki uygulamalar gözler önüne seriyor. Bu hükümet her bakımdan işkenceci iktidar durumundadır.
-
Biraz da ajitasyon lazım
Kuşkusuz en iyisi propaganda ve ajitasyonu iç içe yapmak ya da bir denge içinde yapmak oluyor. Fakat bu yapılamazsa da o zaman her ikisine de gereken yeri vermek gerekiyor. Kitleleri etkileyip sokağa dökecek ajitasyon zayıf kalıyor.
-
Katillerden ve soykırımcılardan kahraman çıkmaz
Türkiye’yi yönetenler bu ırkçı ve insanlık düşmanı zihniyetlerinden hiç vazgeçmediler ve bu kanlı, soykırım üzerine kurulu tarihlerinin en kapsamlı ve etkili savaşını yürüttüklerini iftiharla dünyanın gözünün içine baka baka söylüyorlar.
-
Demokrasi ittifakının rolü ve önemi
AKP-MHP faşizminin alternatifinin bir demokratik yönetim olması gerekmekte ve bu da en geniş sol ve demokratik gücün bir Demokrasi İttifakında birleşmesini ve toplumun karşısına çıkmasını gerektirmektedir. Demokratik devrimin başarısı işte buna bağlıdır.
-
Barzaniler devasa servetiyle gündemde
Doğal rezervlerin aile şirketleri üzerinden satılmasından ve merkezi hükümetten gelen payla oluşturulan, üretime dayanmayan, çarpık ekonomimin vurduğu Güney Kürdistan’da, Barzani Ailesi’nin önemli aktörleri ise servetleriyle gündemde.
-
Faşist diktatörlük yıkılmaya mahkumdur
Çok açık ki, artan faşist zulüm, her alanda faşizme karşı direnişin büyümesini ve yayılmasını getirmektedir. Zaten başka türlüsü de olamaz. Antifaşist eylemliliğin her alanda daha fazla geliştirilmesine ve yoğunlaştırılmasına ihtiyaç vardır.
-
Demokrasi de değişim de HDP’yi sahiplenmektir
HDP’nin de kapatma davasına karşı mücadelesi yetersizdir. Kendini sahiplenmek için Kürt halkını ve demokrasi güçlerini ayağa kaldırmalıydı. Kürt halkına HDP’yi sahiplenmesi için çağrı yapmalı ve halk partiye sahip çıkmalıydı.
-
‘AKP seçimle değil, devrimle gidecek!’
Türkiye’de mevcut koşullar altında sandık ve seçimlerin güvenilirliği tartışma konusudur, tüm umudu sandığa bağlamak kalıcı çözümü getirmez. Çare sandıkta değil sokaktadır, direniştedir, meydanlardadır.