Önder Apo ile 55 yıl önce yolları kesişen, 80 yaşındaki Kıbrıslı yazar ve şair Yaşar İsmailoğlu, 26 yıl sonra Önder Apo’nun sesini duyduğunda ağladığını ve duygusallaştığını söyleyerek, “Başkan Apo büyüleyici bir insandır. O ağır şartlara rağmen çok dinçti. 26 yıl boyunca onu göremedik. Hep endişe içerisindeydik. Görüntü ve ses yetmez; artık özgürleşmesi gerekiyor” dedi.
İsmailoğlu, 55 yıllık dostu Önder Apo’ya bir de mesaj göndererek şunları söyledi:
“İyi ki varsın. Bizi bu bataklıktan kurtarmanın çözümünü sen sağladın. Sana güvenim tamdır sevgili arkadaşım, yoldaşım. Mutlaka kucaklaşacağız.”
Kıbrıslı yazar, şair ve araştırmacı Yaşar İsmailoğlu (Yaşar Hoca), 50 yılı aşkın süredir Londra’da yaşıyor ve yaklaşık 40 yıldır da Kürt halkının bir dostu olarak dayanışma gösteriyor. Bugüne kadar sekizi şiir kitabı olmak üzere toplam 46 kitabı yayımlanan Yaşar İsmailoğlu’nun Kürt halkıyla kurduğu bu uzun soluklu bağda, Önder Apo’nun önemli bir etkisi var.
1964 yılında Kıbrıs’ta, Kıbrıs Mücahitleri içerisinde yer alan Yaşar İsmailoğlu’nun politik düşünceleri ve yaşamı, 1966’da Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) kazanmasıyla birlikte değişiyor. Mülkiye yıllarında, dönemin sol devrimci önderlerinin etkisiyle Dev-Sol saflarında mücadele yürüten İsmailoğlu’nun Önder Apo ile kısa süreli bir tanışıklığı, onu yıllar sonra kadim bir Kürt dostluğuna götürüyor. O tanışıklığın başlangıcı ise 1971 yılında, ülkücülere ait bir panonun camlarının kırılmasıyla gerçekleşen bir eylem dayanıyor.
Önder Apo’nun 26 yıl sonra İmralı’dan gönderdiği görüntülü ve sesli mesajını, milyonlarca Kürdistanlı gibi Yaşar İsmailoğlu da büyük bir heyecan ve duygusallıkla karşılıyor. Halen Londra’da yaşayan İsmailoğlu, 26 yıl sonra Önder Apo’nun görüntü ve sesinin kendisinde yarattığı duyguları, 55 yıl önceki karşılaşmalarını, Şam sürecini ve yarım asrı aşan yoldaşlıklarının anlamını ANF’ye anlattı.
1966 yılında Kıbrıs’tan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazandığını belirten İsmailoğlu, “Ankara Siyasal’da okurken, tahmin ediyorum iki yıl sonra sol hareket içerisinde aktif olmaya başladım. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Hüseyin Cevahir ve Mahir Çayan’ı tanıdım. O zamanlar İbrahim Kaypakkaya’ya ‘Maocu’ diyorduk. O dönemde hep birlikte Fikir Kulüpleri Federasyonu içerisindeydik” dedi.
PANO EYLEMİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Önder Apo’yla birlikte, o dönem Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin amfi ve salonlarının bulunduğu alandaki panoya yönelik bir eylem gerçekleştirdiklerini anlatan Yaşar Hoca, tanışmalarını şöyle aktardı:
“Panoda sosyal demokratların, sosyalistlerin ve ülkücülerin afişleri vardı. Ülkücüler, bizim el ilanlarının bulunduğu panoları kırmaya başladı. Bir gün biz kafeteryada otururken, ‘Kıbrıslı, sen Apo’yla birlikte ülkücülerin panosunu kıracaksın’ dediler. Biz de gittik, Abdullah Öcalan geldi. Sonra tanıştık. Kocaman, kalın elleri, kocaman ayakları olan, iri yarı bir insan olarak gördüm. Ben ise ufacık tefecik bir adamdım.
Beraber gittik, önce keşif yaptık. Ben nerede duracağım, o ne yapacak gibi. Amfinin yanında büyük bir koridor vardı. Ben gözcü olarak orada durdum. Başkan Apo’nun annesi kendisine çorap göndermişti; elle işlenmiş çorabı eline geçirdi ve iki defa pano camına vurdu. Cam kırıldı. Kendisi amfiye doğru ilerledi, ben de profesörlerin olduğu koridora yürüdüm. Öyle bir eylemimiz vardı.”
‘APOCULAR’ DİLDEN DİLE DOLAŞIYORDU’
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 1971 yılında yaptıkları bu eylemden sonra Önder Apo’nun ortadan kaybolduğunu ve onu bir daha göremediğini söyleyen Yaşar Hoca, o dönemde kendisinin sol mücadeleye devam ettiğini, ‘Apocular’ olarak anılan bir grubun ise dilden dile dolaştığını anlattı.
Ancak Yaşar Hoca’nın Önder Apo ile olan hikâyesi burada noktalanmıyor. 1990’ların sonunda Estella Schmidt ile tanışması, onu bir kez daha Önder Apo’ya götürüyor.
Ankara Siyasal’dan mezun olan İsmailoğlu, bir süre sonra Türkiye’den ayrılarak İngiltere’nin başkenti Londra’ya yerleşir. Londra’ya yerleştikten sonra sendikal mücadele içerisinde yer alan İsmailoğlu, burada NALGO adlı sendikal örgütün Hackney Bölge Sekreterliği görevini yürütür.
Sendikanın düzenlediği bir konferansa, ünlü insan hakları savunucusu ve Kürt dostu Estella Schmidt katılır. Schmidt, konferansta Kürtlerle ilgili broşürler dağıtmak ister ve bunun için Yaşar Hoca’dan müsaade talep eder. Yaşar Hoca, broşürü okuyunca kendi düşüncelerine denk fikirler olduğunu görür ve böylece Kürt halkına olan ilgisi o gün başlar.
Estella ile karşılaşması, Yaşar Hoca’yı yalnızca Kürtlerle yakınlaştırmakla kalmaz; aynı zamanda, o günlerde Kürt dostları tarafından kurulan Kürtlerle Dayanışma Topluluğu’na katılmasına da vesile olur. Bu sürecin ardından, 1991 yılında, Önder Apo’yla görüşmek üzere Kıbrıslı aydınlar, Yunan-Kürt Dayanışma Ağı ve Kürt Dayanışma Ağı’ndan oluşan bir heyetle birlikte Şam’a gider.
ÖNDER APO’NUN HAFIZASI VE ŞAM BULUŞMASI
Yaşar Hoca, Şam’da Önder Apo ile karşılaşmasını ve Önder Apo’nun kendisini nasıl tanıdığını şöyle anlattı:
“1991 yılında bir heyet kurduk. Kıbrıslı ilericiler, Estella’nın da dahil olduğu Greek Kurdish Dayanışma Ağı’yla birlikte Şam’a gittik. Orada Apo bana dedi ki: ‘Kıbrıslı, ben seni hatırlıyorum.’
Tabii ben o güne kadar Siyasal Bilgiler’de yaşadığımız o olayı unutmuştum, onun o kişi olduğunu bile bilmiyordum. Orada, herkesin içinde bana dedi ki: ‘Senin kiremit renginde bir kazağın vardı.’
Evet, kaç yıl sonra kazağımın rengini bile hatırladı Apo. Ve ekledi: ‘Ankara’da ilk eylemimi seninle yaptım.’ Orada, o toplantıda olan herkese bu eylemi anlatırken duygusallaştım, ağladım. O da gelip bana sarıldı.”
Başkan Apo’nun kendisini hatırlamasının üzerinde derin bir etki yarattığını belirten Yaşar İsmailoğlu, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Her şeyden önce beni ağlattı. Çünkü Kürt halkının mücadelesinin içinde bulunmamı sağladı, bir onur verdi. Ve şunu söyledi: ‘Yaşar artık bizim manevi evladımızdır.’
Hatta daha sonra Kürt Toplum Merkezi’nde yapılan bir toplantıya telefonla bağlandı ve bana selamını söyledi. Orada da yine aynı şeyi söyledi ve beni onore etti.”
Uluslararası Komplo sürecinde Önder Apo Roma’dayken, Yaşar Hoca ve Estella, onu ziyaret etmek için hazırlıklara başlar. Ancak görüşmelerine bir gün kala Önder Apo, Roma’dan ayrılmak zorunda kalır. Yaşar Hoca, o süreci şöyle anlattı:
“Avrupa’ya geçtiği zaman, Roma sürecinde biz de onu görmek için hazırlandık. Başkan Apo’nun yanına gidecektik. Tabii Başkan İtalya’dan çıkınca bizim biletler de yandı.”
‘ONA BÜYÜK SAYGIM VAR’
Kürt özgürlük mücadelesine hizmet etmekten onur duyduğunu söyleyen 80 yaşındaki Yaşar Hoca, Önder Apo’yu şöyle tarif etti:
“Her zor durumda kaldığımız zaman, Başkan Apo bir ışık oldu, bir yol gösterdi. Çok onurluyum ki, bize haklı olan bir halkın özgürlük mücadelesinde destekleme ve emek verme uğraşında yer verdi. Karınca kararınca bir katkım var. Ve bunun aşkını, bunun sevdasını bana bahşeden Başkan Abdullah Öcalan’dır. Ona büyük saygım var.”
‘DÜNYAYI OKUYARAK SÖYLÜYOR’
Önder Apo’nun Demokratik Toplum Çağrısı’nı da değerlendiren İsmailoğlu, şunları söyledi:
“Bize diyor ki: ‘Silah bırakın. Silah bırakmak bir teslimiyet değil, bir kazanımdır.’ Gelinen konjonktürü ve dünyayı okuyarak diyor ki, bu aşamada silah bırakmak bir kayıp değildir. İnkâr dönemi bitti ve şimdi demokratik mücadeleyi önümüze koyuyoruz.
Başkan Apo bir de özgürleşse, daha büyük şeyler üretecek. Ben ona inanıyor ve güveniyorum. Eğer sabırlı olunursa, iyi çalışılırsa büyük kazanımlar olacak.”
‘SESİNİ DUYUNCA AĞLADIM’
Ona inanan, onu seven ve onun izinden giden insanlar, 26 yıl sonra onun canlı görüntüleriyle buluştu. "Siz ne hissettiniz" sorusu karşısında duygusallaşan Yaşar Hoca, duygularını şöyle ifade etti:
“Onun sesini duyar duymaz ağladım, duygusallaştım. Tabii ki Başkan Apo’nun da saçları benimki gibi beyazlamış. Ama iradesi yerinde. Tüm baskılara ve o ağır şartlara rağmen çok dinçti. 26 yıl boyunca onu göremedik, hep bir endişe içerisindeydik.
O şartlar altında dahi böyle bir üretim yapabilmesi, onun ne kadar güçlü bir iradesi olduğunu ve hâlâ milyonlarca Kürdü etkilediğini bir videoyla bile görebiliyorum. Ben Başkan’a güveniyorum.”
Önder Apo’nun duruşunun çok net olduğunun, fakat sadece görüntü ve sesinin yeterli olmadığını belirten İsmailoğlu, “Artık özgürleşmesi gerekiyor. Çok daha fazlasını üretecek. Onun özgür olmasını istiyorum. Onu hiçbir zaman hapsedemediler. Ama artık fiziken de özgür olmalıdır. Ne güzel konuşuyor…
Bu süreci çok önceden gördü ve ‘Demokratik Toplum Paradigması’nı ortaya koydu. Bu olay şimdi gerçekleşiyor” diye kaydetti.
‘ASRIN EN BÜYÜK SİYASİ GELİŞMESİDİR’
Ortadoğu’nun en büyük sorununun Kürt sorunu olduğunu vurgulayan İsmailoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye, Kürtlerle anlaşmak zorunda, özellikle Ortadoğu’daki durum Türkiye’nin anlaşmasını zorunlu kılıyor. Kürt sorunu çözüldüğü zaman Kıbrıs sorunu da çözülür. Çünkü Kürt sorununu çözen bir Türkiye, Başkan’ın paradigmasıyla birlikte toplumsal bir değişim yaşandığında sadece Kıbrıs değil, tüm Ortadoğu’daki çatışmaları da çözecektir.
Başkan’ın ortaya koyduğu Demokratik Toplum Paradigması, son asırda geliştirilmiş en büyük siyasi gelişme ve düşüncedir. Kapitalist düzene karşı alternatif bir öneri ve eylem sunuyor.”
‘SEVGİLİ ARKADAŞIM, YOLDAŞIM…’
Önder Apo’ya 55 yıllık bir dostu olarak mesaj gönderen Yaşar Hoca, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Seni çok seviyorum. Dört gözle aramıza gelmeni bekliyoruz. İyi ki varsın. Bizi bu bataklıktan kurtarmanın çözümünü sen sağladın. Sana güvenim tam, sevgili arkadaşım, yoldaşım.
Bu konuda çok duygusalım; bu, ölmeyen bir dostluk ve arkadaşlık. Göremiyorsun, elle dokunamıyorsun ama onu 24 saat hissediyorsun. Ben inanıyorum, bir gün mutlaka onunla kucaklaşacağız. Ve tıpkı Suriye’de olduğu gibi, bir gün sırtıma eliyle dokunacağına inanıyorum.
Başkan Apo büyüleyici bir insan. Bakışı, beyni, yüzü, elini sırtına dokundurması… her şeyi büyüleyiciydi.”
Yaşar İsmailoğlu Kimdir?
Yaşar İsmailoğlu, 26 Ekim 1945 yılında Kıbrıs’ın Limasol şehrinde doğdu. Kıbrıslı Türk şair, yazar ve araştırmacıdır. İlk ve ortaöğrenimini Limasol’da, tamamlayan İsmailoğlu, genç yaşlarda edebiyat ve toplumsal konulara ilgi duydu. 1970'li yılların başında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne (Mülkiye) girerek uluslararası siyaset eğitimi aldı. Bu yıllarda sol-devrimci bir çizgi de mücadele etti. Daha sonra İngiltere’ye göç etti ve Londra’da SOAS ve Birbeck College’da yüksek lisans yaptı.
İngiltere’ye yerleştikten sonra şiir, anı, araştırma ve öykü alanlarında üretken bir yazar olarak tanındı. Bugüne kadar ağırlıklı Kıbrıs barışına yönelik olan anı, öykü, şiir ve makalelerden oluşan 46 kitabı yayımlandı.
Sadece bir edebiyatçı değil, aynı zamanda bir insan hakları savunucusu ve toplumsal aktivist olarak da öne çıkan İsmailoğlu, Londra’da Kürt halkıyla birlikte Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasında diyalog kurulmasına katkıda bulundu. Kürt halkının yakın bir dostu olan Yaşar İsmailoğlu, halen Londra’da Kürt ve Türk Toplum Merkezi (Halkevi) Koordinatörlüğü’nü yürütüyor.
İsmailoğlu için 2018 yılında Londra’da kendisine bir vefa gecesi düzenlenmiş, 2019’da ise Turkish Cypriot Community Awards’da Yaşam Boyu Başarı ödülüne aday gösterilmiştir.